Translation of "Edebilen" in English

Yardım edebilen tek kişisin.

You're the only one who can help.

Sana yardım edebilen kişi Tom'dur.

The person who can help you is Tom.

- Burada dans edebilen tek kişi Tom'dur.
- Tom burada dans edebilen tek kişidir.

Tom is the only one here who can dance.

Kahramanlar cesur, yiğit, başkalarına önderlik edebilen,

Heroes are brave, they're courageous, they're capable of leading others,

Tom, Mary'ye yardım edebilen tek kişidir.

Tom is the only person who can help Mary.

Tom insanları iyi manipüle edebilen biri.

Tom is a very manipulative person.

Sana yardım edebilen arkadaşların var, değil mi?

You have friends who can help you, don't you?

Papağanlar insan konuşmasını taklit edebilen tek hayvandır.

Parrots are the only animal that can imitate human speech.

Şimdi Tom'a yardım edebilen tek kişi benim.

I'm the only one who can help Tom right now.

Bunun ne olduğunu tahmin edebilen var mı?

Can anyone guess what this is?

Tom'u bunu yapmaya ikna edebilen tek kişi sensin.

You're the only person that can persuade Tom to do that.

Dünyada bu hastalığı tedavi edebilen az sayıda uzman var.

There are few specialists in the world who can treat this disease.

Şempanze, birçok şeyi hızlı bir şekilde taklit edebilen ve öğrenebilen, samimi ve akıllı bir hayvandır.

The chimpanzee is a friendly and clever animal that can quickly imitate and learn many things.

- Tom insanlardan faydalanmayı iyi beceren biri.
- Tom insanları kullanmayı çok iyi bilen biri.
- Tom çok manipülatif bir insan.
- Tom insanları iyi manipüle edebilen biri.

Tom is a very manipulative person.