Translation of "Savaşa" in English

0.024 sec.

Examples of using "Savaşa" in a sentence and their english translations:

- Biz savaşa karşıyız.
- Savaşa karşıyız.

- We are against war.
- We are opposed to war.
- We're against war.
- We're opposed to war.

- Ben savaşa hazırım.
- Savaşa hazırım.

I'm ready for the war.

Savaşa katıldı.

And with those words he too joined the fighting.

Savaşa karşıyım.

I am against war.

, savaşa başlayalım" diyor .

the battle.’

Onlar savaşa gidecekler.

They're going to the war.

O, savaşa gönderildi.

He was sent into combat.

Askerler savaşa hazır.

The soldiers are ready for battle.

Ben savaşa hazırım.

- I'm ready for the war.
- I'm ready for fighting.

Biz savaşa karşıyız.

- We are against war.
- We're against war.

Almanlar savaşa başladı.

The Germans began the battle.

Romalılar savaşa başladı.

The Romans began the battle.

Savaşa gitmekten korkmuyoruz.

We're not scared to go to war.

Savaşa girmek üzereyiz.

- We are about to go to war.
- We're about to go to war.

- Hitler Almanya'yı savaşa götürdü.
- Hitler Almanya'yı savaşa sürükledi.

Hitler led Germany into war.

- Tüm öğrenciler savaşa karşılardı.
- Bütün öğrenciler savaşa karşıydı.

All the students were against the war.

- Ben, elbette, savaşa karşıyım.
- Tabii ki de savaşa karşıyım.

I am against the war, of course.

Biz tekrar savaşa gitmemeliyiz.

We must not go to war again.

İnsanların çoğu savaşa karşıdır.

The people at large are against war.

Onun savaşa katıldığı söyleniyor.

He is said to have taken part in the battle.

Tom savaşa gitmek istemedi.

Tom didn't want to go to war.

Savaşa son vermeni istiyorum.

I want you to call off the fight.

Bütün öğrenciler savaşa karşıydılar.

All students were against war.

Savaşa son vermenizi istiyorum.

I want you to call off the fight.

İki ülke savaşa yakınlaşıyordu.

The two countries were moving closer to war.

İsyancı güçler savaşa hazırlandı.

Rebel forces prepared to fight.

Ne savaşa neden oldu?

What caused the war?

Biz savaşa girmek üzereyiz.

- We are about to go to war.
- We're about to go to war.

Kamuoyu savaşa karşı çıktı.

Public sentiment turned against the war.

- Barış istiyorsan savaşa hazır ol.
- Barış istiyorsanız savaşa hazır olun.

- If you wish peace, prepare for war.
- If you want peace, prepare for war.

Savaşa mı harcadın, nereye harcadın?

"Did you spend for war or something else?"

Savaşa da ev sahipliği yapıyor.

wing championed by TABARE VAZQUEZ.

Bütün uygar ülkeler savaşa karşıdır.

All civilized countries are against war.

Erkekler ve kadınlar savaşa gittiler.

Men and women went into battle.

Başka bir savaşa gücümüz yetemez.

We can't afford another war.

Binlerce genç asker savaşa hazırlanıyor.

Thousands of young soldiers are preparing for battle.

Söylentilere göre, o, savaşa katıldı.

According to the rumors, he participated in the battle.

Birçok genç erkek savaşa gitti.

Many young men went to war.

Pershing'in kuvvetleri doğrudan savaşa gönderilmedi.

Pershing's forces were not sent directly into battle.

Tabii ki de savaşa karşıyım.

I am against the war, of course.

Ayağa kalktım ve tekrar savaşa katıldım,

And now I've gotten back up and rejoined the fight,

Kumandanlarıda savaşa girince Moğolların düşüşü zorlandı

Bolstered by the presence of their commander, the resolve of the Mongol troops hardened.

Kralın ölümü bir savaşa yol açtı.

The death of the king brought about a war.

Her iki ülke de savaşa girdi.

Both nations entered into a war.

O herhangi bir savaşa katıldı mı?

Did he take part in any war?

Onlar savaşa son verilmesi çağrısında bulundu.

They called for an end to the fighting.

Onun iç savaşa yol açacağını söylediler.

They said it would lead to civil war.

Kore'deki savaşa son verme hakkında konuştu.

He talked about ending the war in Korea.

İlk defa, onun ordusu savaşa gitti.

For the first time, his army went into battle.

Her iki taraf savaşa karşı çıktı.

Both parties opposed war.

Acı ve üzüntü savaşa eşlik eder.

Misery and sorrow accompany war.

İklim değişikliğine karşı küresel savaşa önderlik etmeleri.

Lead the global fight against climate change.

Bayazid, aniden yanlardaki askerlere savaşa katılmalarını emretti.

Straight away Bayezid ordered the sipahis on the flanks to join the fighting, seeing

İnsanların barışı savaşa tercih ettiklerinden şüphe yok.

There is no doubt that people prefer peace to war.

Her yıl işgalcilere karşı savaşa devam ettiler.

They continued fighting against the invaders year after year.

Savaş hoşgörüsüzlüğe, hoşgörüsüzlük ise savaşa yol açar.

War leads to intolerance; intolerance leads to war.

Onun adamlarını savaşa hazırlanmak için zamanı vardı.

He had time to prepare his men for battle.

İspanya 1779 yılında İngilizlere karşı savaşa girdi.

In 1779, Spain entered the war against the British.

Her iki adam Vietnam'da savaşa karşı çıktı.

Both men opposed the war in Vietnam.

Savaşa karşı ülke genelinde protestocular isyan ediyor.

Protestors are rioting across the country in opposition to the war.

Kirliliklerini kontrol altına alıp savaşa önderlik etmeleri gerekiyor.

control their pollution, and lead the fight.

Artık bir nevi görsel savaşa dönüşüyor bu iş

now it turns into a kind of visual war

Riske aldırış etmeden, Hardrada adamlarının başında savaşa girdi.

Heedless of the risk, Hardrada advanced into battle at the head of his men.

Bir polis savaşa gitmek için çok kötü silahlanmıştır.

A policeman is too poorly armed to go to war.

Ne pahasına olursa olsun savaşa engel olmak zorundayız.

We'll have to prevent the war at any cost.

- Bütün dünya savaşta yer aldı.
- Savaşa tüm dünya katıldı.

The whole world was involved in the war.

Bence barış savaşa daha çok tercih edilir, değil mi?

I think peace is very much preferable to war, don't you?

Onlar, onun Britanya ile bir savaşa yol açabileceğine inandılar.

They believed it might lead to war with Britain.

Savaş insanlığa son vermeden önce insanlık savaşa son vermelidir.

Mankind must put an end to war before war puts an end to mankind.

Savaşa geri dönmeye karar verdim, Ama bu sefer stratejimi değiştirdim.

I decided to go back to the battle. But this time I changed my strategy.

Galya'lı müttefiklerinin savaşa olan şevklerini yitirmeden Roma'ya baskı kurması gerekli.

He needs to put pressure on the Romans before his Gallic allies lose interest in the war.

Orta Çağ Avrupa'sında kaleler sadece savaşa değil topluma da hakimdi.

In Europe’s Middle Ages, castles dominated not just warfare, but society itself.

O Rusya'yı Avusturya ve Fransa'nın yanında Prusya'ya karşı savaşa sürükledi.

led Russia into the Seven Years War against Frederick the Great of Prussia.

Eğer huzurlu bir hayat istiyorsak, savaşa karşı çıkmamak elimizde değil.

If we want a peaceful life, we cannot help objecting to war.

Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.

Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.

Dünyanın barışa ve sevgiye ihtiyacı var, savaşa ve nefrete değil.

The world needs peace and love; it doesn't need war and hate.

İnsanlığın savaşa bir son vermezse, savaş insanlığa bir son verecek.

If mankind does not put an end to war, war will put an end to mankind.

Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.

You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.

Düğün Marşı bana her zaman askerler savaşa giderken çalınan müziği hatırlatır.

The Wedding March always reminds me of the music played when soldiers go into battle.

- Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.
- Bütün öğrenciler savaşa karşı protestoda bulundular.

All the students protested against the war.

Piyadelerin gelmesiyle ve savaşa istekli Longus ordusuna nehrin batısına pozisyon almalarını emrediyor.

Arriving with the infantry and eager for battle, Longus orders the army to deploy on the western bank.

O bahar, Napolyon, kararlı bir savaşa zorlama umuduyla Bennigsen'in Rus ordusunu ararken

That spring, Lannes resumed  command of the advance guard,  

Askerî uçakların sadece yarısı savaşa katılabilir. Kalanlar ise başka görevler için kullanılır.

Only half of all military planes can fight. The rest are used for other tasks.

Ve Osmanlı ordusu sadece birkaç saat uzaklıkta olduğu için savaşa hazırlanma zamanı gelmişti.

And with the Ottoman army only hours away, it was time to array for battle…

İleride olabilecekler üzerine çok konuşmak, giriştiğimiz gerçek ve maddesel savaşa boş kuruntular niteliği verebilirdi.

Talking a lot about what might happen in the future could have made the real and physical struggle we were dealing with seem like a fiction.

- Buteflika, Cezayir’deki iç savaşa son vermeyi başardı.
- Buteflika, Cezayir’deki iç savaşı sona erdirmeyi başardı.

Bouteflika managed to end the civil war in Algeria.

Açık bir savaşa zorlayamayacak halde olan Hannibal için Arretium'a yapılacak bir saldırı söz konusu değil.

Unable to force an open battle, for Hannibal, an assault on Arretium is out of the question.

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.

You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.