Translation of "çabaladı" in English

0.067 sec.

Examples of using "çabaladı" in a sentence and their english translations:

O çabaladı.

She tried.

Tom yine çabaladı.

Tom tried again.

O kalkmak için çabaladı.

She struggled to get up.

Tom başarısızca gülümsemeye çabaladı.

Tom tried, unsuccessfully, to smile.

Gözyaşı akıtmamak için çabaladı.

She tried not to shed a tear.

Hayvan, kafesten çıkmak için çabaladı.

The animal struggled to get out of the cage.

Ağlamamak için boş yere çabaladı.

She tried in vain not to cry.

Tom dik oturmak için çabaladı.

Tom struggled to sit up.

Tom geçimini yapmak için çabaladı.

Tom struggled to make ends meet.

Tom odaklı kalmak için çabaladı.

Tom struggled to stay focused.

Tom tepeye tırmanmak için çabaladı.

Tom struggled to climb to the top.

Şirket ayakta kalabilmek için çabaladı.

The company scrambled to stay afloat.

Çocuk kıyıya ulaşmak için boşuna çabaladı.

The boy made vain efforts to reach the shore.

Aklını şüphelerden temizlemek için çok çabaladı.

She tried hard to clear her mind of doubts.

O, sınavı geçmek için çok çabaladı.

She exerted herself to pass the examination.

Kutuyu kaldırmak için bütün gücüyle çabaladı.

He tried with all his might to lift the box.

Tom sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çabaladı.

Tom struggled to keep up with his classmates.

Tom ayak parmaklarına dokunmak için çabaladı.

Tom struggled to touch his toes.

Apple güzel donanım tasarlamak için çok çabaladı.

Apple tried hard to design beautiful hardware.

Tom nasıl hissettiğini ifade etmek için çabaladı.

Tom struggled to express how he felt.

Tom Mary'nin yolundan çekilmek için çok çabaladı.

Tom tried very hard to stay out of Mary's way.

Tom kazadan sonra tekrar yürümek için çabaladı.

Tom struggled to walk again after the accident.

Mary tek bir anne olarak Tom'u büyütmeye çabaladı.

Mary struggled to raise Tom as a single mother.

- Sami konuşmak için mücadele etti.
- Sami konuşmak için çabaladı.

Sami struggled to talk.