Translation of "Gülümsemeye" in English

Gülümsemeye çalış.

Try to smile.

Gülümsemeye çalıştım.

I tried to smile.

Gülümsemeye devam edin.

Keep on smiling.

Tom gülümsemeye çalıştı.

Tom tried to smile.

Gülümsemeye devam et.

Keep smiling.

Gülümsemeye devam edeceğiz.

We're going to keep smiling.

Tom gülümsemeye başladı.

- Tom started grinning.
- Tom started smiling.

Tom gülümsemeye direndi.

Tom resisted smiling.

Gülümsemeye devam ettim.

I kept smiling.

Tom başarısızca gülümsemeye çabaladı.

Tom tried, unsuccessfully, to smile.

Herkes gülümsemeye devam ediyor.

Everyone keeps on smiling.

Tom gülümsemeye devam etti.

Tom kept smiling.

Sadece gülümsemeye devam et.

Just keep smiling.

Tom açıkçası gülümsemeye çalışıyordu.

Tom was obviously trying not to smile.

Tom kendini gülümsemeye zorladı.

Tom forced himself to smile.

Tom gülümsemeye çalıştı, ama yapamadı.

Tom tried to smile, but couldn't.

Bizim sık sık gülümsemeye ihtiyacımız var.

We need to smile often.

Tom Mary'yi görür görmez gülümsemeye başladı.

As soon as Tom saw Mary, he began to smile.

Ne olursa olsun, sadece gülümsemeye devam edin.

Whatever happens, just keep smiling.

Ne olursa olsun sadece gülümsemeye devam et.

No matter what happens, just keep smiling.

Her ikimiz de hemen hemen aynı anda gülümsemeye başladık.

Both of us began to smile almost at the same time.

- Tom'un harika bir gülümsemesi var.
- Tom harika bir gülümsemeye sahip.

Tom has a really great smile.