Translation of "Yapmak" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Yapmak" in a sentence and their chinese translations:

- Ne yapmak istiyorsun?
- Ne yapmak istiyorsunuz?

- 你想做什麼?
- 你想怎樣?

Onu yapmak istemiyorsan yapmak zorunda değilsin.

如果你不想的话也没问题。

Yapmak istediğini yapabilirsin.

你可以做任何你想做的事。

Onu yapmak imkânsız.

是不可能做的。

Bunu yapmak istememiştim.

- 我不是故意那樣做。
- 我没想那样做的。

Turta yapmak istiyorum.

我想做个派。

Onu yapmak zordur.

那麼做很難。

Ne yapmak istedin?

你以前想做什么?

- Ne yapmak istediğinizi biliyorum.
- Ne yapmak istediğini biliyorum.

我知道你要干什么。

- Yarın ne yapmak istiyorsun?
- Yarın ne yapmak niyetindesin?

明天您想作什么?

Açıkçası, yapmak istediğim her şeyi yapmak için zamanım yoktu.

我有很多事想做,但就是沒時間做。

Onu yapmak çok kolay.

小菜一碟。

Buradayken ne yapmak istersiniz?

你在这儿的时候想做什么?

Niçin onu yapmak zorundayım.

我为什么一定要那么做?

Öyle yapmak kesinlikle imkansızdır.

絕對不可能這樣做的。

O ne yapmak istiyor?

他到底想干嘛?

Onu kendim yapmak istiyorum.

我想自己做。

Bahar temizliği yapmak istiyorum.

春天,我想要彻底打扫房子。

Çok şey yapmak zorundayım.

我有很多東西要做。

Daha fazlasını yapmak isterim.

我想做更多。

Gelecekte ne yapmak istiyorsun?

以后打算干什么?

Kartlarda hile yapmak yanlıştır.

玩牌作弊是錯誤的。

Şimdi çıkış yapmak istiyorum.

我想現在結帳離開。

Bugün ne yapmak istersin?

你今天要做什麼?

Onu yapmak benim görevimdi.

做那事是我的责任。

Tom onu yapmak istemedi.

湯姆不想去做那件事。

Hata yapmak insan olmaktır.

犯錯乃人之常情。

Annesi onu yapmak istemedi.

他的母親不想做。

Ona sürpriz yapmak istedim.

我想給她一個驚喜。

Bunu kendiniz yapmak zorundasınız.

你必须独立完成。

Bunun kavgasını yapmak istemiyorum.

我不想打这架。

Bunu yapmak uzun sürmeyecek.

做起來不會很久。

Bunu herkes yapmak zorundaydı.

每个人都需要做了这个。

- Yapmak istediklerini halledebildin mi?
- Yapmak istediğin her şeyi yapabildin mi?

你是不是有能力做到你想要完成的所有事情呢?

- Yapmak zorunda olduğum şey budur.
- Yapmak zorunda olduğum şey odur.
- O benim yapmak zorunda olduğum şeydir.

那是我必須做的。

Hata yapmak insanidir, affetmek tanrısal.

人皆有錯,唯聖者能恕。

Sizinle birlikte kahvaltı yapmak istiyorum.

我想和你共進早餐。

Bunu bir daha yapmak istemiyorum.

我不想再做了。

Bunu hemen yapmak zorunda değilsin.

你没必要马上去做。

Bandaj yapmak için bezi doğradı.

她裁布做绷带。

Bir şey yapmak zorundayız, Tom.

汤姆,我们必须要做点什么。

Bu yapmak için doğru şey.

這是正確的事情。

Eğer yapmak zorunda değilsen, yapma.

“如果你没有必要,请不要这样做。”

Ben bir banyo yapmak istiyorum.

我要洗澡。

Zamanının çoğunu yapmak için çalış.

尽量试着用好你的时间。

Bu hata yapmak olarak sayılmaz.

这不算犯错误。

Bunu yapmak için deli olurdum.

我做那事会疯。

Birisi bir şey yapmak zorunda.

得有人做点什么。

İyi yapmak güzel söylemekten iyidir.

说的好不如做的好

Bunu kendi başına yapmak istiyor.

她想亲力亲为。

Tom onu derhal yapmak zorunda.

汤姆必须马上去做。

Onu hemen yapmak zorunda mıyım?

我必須立刻做嗎?

Riskli bir şey yapmak istemiyorum.

我不想做任何冒險的事。

Çek ile ödeme yapmak istiyorum.

我想用支票付款。

Onu tekrar yapmak delice olurdu.

再来一次就真是发疯了。

Onu yapmak için benim sıram.

轮到我做了。

Biz onu şimdi yapmak istiyoruz.

我们要现在做。

İnsanları onu yapmak için zorlayamayız.

我們不能強迫人去做。

Canım şimdi yürüyüş yapmak istiyor.

我現在想要散步。

Onu yapmak için çok sarhoşum.

我喝醉了,做不到。

Onu yapmak ne kadar sürdü?

你做那事用了多久?

Bunu kesinlikle yapmak zorunda değiliz.

我不知道湯姆的計劃是甚麼。

- Onu yapmak için, risk almak zorundasın.
- Bunu yapmak için riskler almak zorundasın.

要这么做,你需要冒险。

Kaza hakkında yakın analiz yapmak zorundayız.

- 我們要詳細的分析一下意外發生的前因後果。
- 我们要详细地分析一下意外发生的前因后果。

O reçel yapmak için elmalar kullandı.

她用蘋果做了果醬。

O, fazla mesai yapmak zorunda kaldı.

他被迫加班。

Köprü yapmak, maliyetin dışında, uzun sürecektir.

撇開費用不說,建這座橋也會耗費不少的時間。

O kişi bir şey yapmak istemiyor.

那人甚麼也不想做。

Milletler arası bir çağrı yapmak istiyorum.

我想打個國際電話。

O bunu yapmak istediğinden emin değil.

他不知道自己是不是真的想這樣做。

Sadece iyi bir şey yapmak istedim.

我只想做好事。

Bilmek ve yapmak iki farklı şeydir.

知道和行动是两回事。

Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldım.

我昨天必須加班。

Her şeyi kendim yapmak zorunda kaldım.

我必须靠自己做所有事。

Tom Mary'yi mutlu yapmak istediğini söyledi.

汤姆说他想让玛丽感到开心。

Şimdi canım bir banyo yapmak istiyor.

我現在想洗澡。

Nancy şimdi ödevini yapmak zorunda mı?

Nancy一定要现在做她的作业吗?

- Ne yapmamız gerekiyor?
- Ne yapmak zorundayız?

我們必須做甚麼?

Bu gölde paten yapmak güvenli midir?

在這個湖上滑冰安全嗎?

O reçel yapmak için elmaları kullandı.

她用苹果来做果酱。

Tüm yapmak zorunda olduğun bu mu?

这些都是你不得不做的吗?

Ev ödevimi yapmak üç saatimi aldı.

我花了3小时做作业。

Her gün biraz egzersiz yapmak gereklidir.

每天作一些練習是必須的。

Ben her zaman onu yapmak istedim.

我一直都想做。

Jessie kahve yapmak için su kaynatıyor.

傑西正在燒開水來沖咖啡。

Bunu yapmak zorunda olan kişi benim.

我是必須去做這事的人。

Neden onu yapmak için zaman almalıyım?

我凭什么花时间做这事?

Yeniden yapmak için hiç para yoktu.

沒有重建的錢。

Tom, Mary'nin ne yapmak istediğini biliyordu.

湯姆知道瑪麗想做甚麼。

Biz de onu yapmak zorunda kalacağız.

我们也不得不做

Tom, Mary'nin onu yapmak isteyeceğini düşünüyordu.

汤姆以为玛丽会喜欢那么做。

- Ne yapmaya niyet ediyorsun?
- Ne yapmak niyetindesin?

你想做什麼?

Ne tür bir iş yapmak istediğinizi düşünmelisiniz.

你一定要考慮清楚你想做怎麼樣的工作。

Böyle yapmak için özel bir nedenim yok.

我没有特别的理由去做。

Öyle yapmak için her türlü nedeni vardı.

他有充分的理由這樣做。

Bunu yapmak için zamanım olup olmadığını bilmiyorum.

我不知道我是否有时间做。

O bunu yapmak için çok yaşlı değil.

他不算老得做不了。

Yapmak istediğim tek şey balık tutmaya gitmek.

我唯一想做的是去釣魚。

Gerçekten yapmak istediğim tek şey Tom'la konuşmak.

我真正想做的就是跟湯姆說話。