Translation of "Geçmeye" in Dutch

Yolu geçmeye korktu.

Ze was bang om de straat over te steken.

Zorla öne geçmeye çalışıyor.

...dringt naar voren...

Kız kardeşiyle temasa geçmeye çalışıyorum.

Ik probeer contact te krijgen met haar zus.

Bir üst modele geçmeye gerek yok.

Je hoeft niet te upgraden.

Iklim değişimiyle mücadele etmek, Atlantik'i geçmeye hazır.

...vaart de Atlantische Oceaan over om te strijden tegen klimaatverandering.

Erkek kardeşimin nehri yüzerek geçmeye cesareti yoktu.

Mijn broer had de moed niet de rivier over te zwemmen.

Bu şeylerin arasından geçmeye çalışırsanız sizi paramparça eder.

Als je door dit spul loopt... ...snijdt het je aan gort.