Translation of "Faydalı" in Dutch

0.003 sec.

Examples of using "Faydalı" in a sentence and their dutch translations:

Faydalı mı?

Zijn ze nuttig?

Evet, ayrıca faydalı.

Ja, dat ook.

Bu kitaplardan hiçbiri faydalı değildir.

Geen enkel van deze boeken is nuttig.

Bu haritayı çok faydalı bulacaksın.

- U zult merken dat deze kaart erg handig is.
- Je zult deze kaart erg handig vinden.

Tom oldukça faydalı, üstelik hoşgörülü.

Tom is zeer behulpzaam, zelfs inschikkelijk.

Peki faydalı sonuç şansını nasıl artırırsınız?

Hoe maximaliseer je de kans op een positieve uitkomst?

Hayatımda çok faydalı bir iş yapıyor,

maar hij doet iets heel nuttigs in mijn leven,

Sigara içmek sağlık için faydalı değildir.

Roken is niet goed voor de gezondheid.

Bu kitap bizim için çok faydalı.

Dit boek is van groot nut voor ons.

Çünkü o dil, onlar için faydalı değil.

Omdat die taal niet nuttig is.

Ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

bijvoorbeeld met heerlijke, veganistische burgers,

Bu kitap bizim için çok faydalı olacak.

Dit boek zal ons zeer van pas komen.

Almanya'da bir yıl kalman çok faydalı olmuş.

Uw eenjarig verblijf in Duitsland was heel nuttig.

Eve dönüp olabildiğince çok bilimsel makale okumak çok faydalı.

Het is nuttig om thuis... ...zo veel mogelijk wetenschappelijke artikelen te lezen.

- Bu sözlük hiç faydalı değil.
- Bu sözlük tamamen yararsız.

Dit woordenboek is volstrekt nutteloos.

- Bu kitaplardan hiçbiri faydalı değildir.
- Bu kitapların hiçbiri yararlı değil.

Geen enkel van deze boeken is nuttig.

Burada eski bir gerçeğin teyidini görüyoruz: savaş asla faydalı değildir.

Hier zie je weer een bevestiging van een oude waarheid: Oorlog baart nooit nut.

En faydalı olan nedir: gümüş mü yoksa demir mi? - Demir gümüşten daha faydalıdır.

Wat is het nuttigst: zilver of ijzer? - IJzer is nuttiger dan zilver.

- Tek yararlı cevaplar yeni soruları ortaya atandır.
- Faydalı cevaplar, sadece yeni sorular sorduran cevaplardır.

De enige nuttige antwoorden zijn die antwoorden die nieuwe vragen oproepen.

Roma dünyasında hüküm süren muhtelif ibadet şekillerinin tümü, insanlar tarafından mütesaviyen doğru, düşünürü tarafından yanlış, yargıcı tarafından da faydalı olarak görüldü. Ve böylelikle müsamaha yalnızca karşılıklı müsamahayı değil, aynı zamanda dinsel uyumu da ortaya koydu.

De verschillende vormen van aanbidding die in de Romeinse wereld heersten, werden door het volk gezien als even waar; door de filosoof als even onwaar; en door de magistraat als even nuttig. En zo leidde de tolerantie niet alleen tot wederzijdse toegeeflijkheid, maar zelfs tot religieuze eensgezindheid.