Translation of "Acele" in Arabic

0.018 sec.

Examples of using "Acele" in a sentence and their arabic translations:

Acele etmeyin. Acele yok.

خذ وقتك ، لست في عجلة من أمري.

Acele etmeliyiz.

‫يجب أن نسرع.‬

Acele edelim.

لنسرع.

Acele etmeyin.

- خذ وقتك.
- خذ وختك

Acele et!

- بسرعة.
- أسرعا.

Acele etmelisin.

عليك أن تسرع.

Acele etmeyelim.

دعنا لا نستبق الأمور.

- Niçin acele ediyorsun?
- Niçin öyle acele ediyorsun?

- لم أنت مستعجل؟
- لماذا أنت في عجلة من أمرك هكذا؟

- Acele işe şeytan karışır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
- Acele yürüyen yolda kalır.

العجلة من الشيطان.

çünkü acele etmemek

لأنّه أخذ كل ما أحتاجه من وقتي بلا استعجال

Yavaş, acele etmeden.

ببطء، لا تستعجلي.

Yani acele etmeliyiz.

‫لذا يجب أن نسرع.‬

Acele et, Tom.

بسرعة يا توم؟

- Acele etmezsen treni kaçırırsın.
- Acele etmezsen, treni kaçıracaksın.

إذا لم تسرع سيفوتك القطار.

Acele etsen iyi olur.

من الأفضل لك أن تسرع.

Acele işe şeytan karışır.

العجلة من عمل الشيطان.

Acele et! Seni bekliyoruz.

إستعجل! نحن ننتظرك.

Çok fazla acele etmeyelim.

دعنا لا نستعجل كثيرًا.

Acele et Tom, donuyorum.

اسرع يا توم إنني أتجمد من البرد.

- Acele et yoksa uçağını kaçıracaksın?
- Acele edin yoksa uçağınızı kaçıracaksınız?

أسرع و إلا فاتتك الطائرة.

Acele et ve trenine yetişeceksin.

أسرع و ستلحق بالقطار.

Acele et, yoksa otobüsü kaçıracaksın.

أسرع و إلا فاتك الباص.

Acele et, ve treni yakalayabileceksin.

أسرع كي تلحق بالقطار.

Bir göz atmadan acele ettiler.

مروا بسرعة و بدون إلقاء نظرة.

Acele etmezsen, asla köye ulaşmazsın.

إن لم تسرع، فلن تصل أبدا إلى القرية.

Acele et; yoksa geç kalacaksın.

أسرع و إلا تأخرت.

Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.

أسرع و إلا فاتك القطار.

Acele etmezseniz zamanında oraya varmayacaksınız.

لن تصل هناك على الوقت إن لم تستعجل.

Acele etme. Aceleye gerek yok.

- خذ وقتك ، لسنا مستعجلين.
- خذ وقتك ، لست في عجلة من أمري.

Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.

‫يجب أن نسرع ‬ ‫ونحاول اصطياد المزيد من الزواحف.‬

Bu yerlerin yeniden yapılandırılmasında acele ediyoruz.

مفكرين أنه من الممكن تخفيف آلامهم.

Acele et, Martin. Zaten geç kaldık!

أسرع يا مارتن. لقد تأخّرنا.

Acele et, ve zamanında okulda olacaksın.

أسرع و لن تتأخر على المدرسة.

Acele et, yoksa okula geç kalacaksın.

أسرع و إلا ستتأخر عن المدرسة.

- Acele etmeyin, zamanımız var.
- Zamanımız var, acele etmeye gerek yok.
- Zamanımız var, telâşa gerek yok.

لدينا وقت، لا داعي للعجلة.

Acele edip bir karar verseniz iyi olur.

‫علينا أن نسرع باتخاذ القرار.‬

Acele et, yoksa tren seni geride bırakacak.

أسرع و إلا فسيفوتك القطار.

Acele etmeye gerek yok. Çok zamanımız var.

ليس هناك حاجة للاستعجال. لدينا متسع من الوقت.

Sami, Leyla'yı okuldan almak için acele etti.

- أسرع سامي كي يقلّ ليلى من المدرسة.
- أسرع سامي كي يصطحب ليلى من المدرسة.

Şefkat ve duygu yoğunluğu ve bir acele vardır.

بها غزارة من المودة والعاطفة، وبها اندفاع.

Karar sizin ama acele edin, burası çok sıcak.

‫القرار لك، ولكن أسرع. الحرارة شديدة هنا.‬

Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız. Dinleyin, duyuyor musunuz?

‫يجب أن نسرع ‬ ‫ونحاول اصطياد المزيد من الكائنات.‬ ‫أنصت، هل تسمع هذا؟‬

Hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.

من الأفضل لك أن تسرع إذا أردت أن تصل إلى المنزل قبل حلول الليل.

Ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız. Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.

‫ولن نتمكن من النجاة هنا لفترة طويلة.‬ ‫يجب أن نسرع ‬ ‫ونحاول اصطياد المزيد من الزواحف.‬