Translation of "Kalır" in Chinese

- Sorun çözümsüz kalır.
- Sorun çözülmemiş kalır.

這個問題仍然未解決。

Randevularına nadiren geç kalır.

她很少迟到。

Söz uçar, yazı kalır.

說話就如過眼雲煙，文字卻能流傳千古。

O nadiren geç kalır.

她很少迟到。

Kamuoyu dengesi onun lehine kalır.

公众意见的平衡仍是他的关切。

Dick bazen okula geç kalır.

迪克有時遲到。

Sekizden üç çıkarsa beş kalır.

八减去三就能得到五。

Ondan iki çıkarırsan sekiz kalır.

十减二等于八。

Yalnız kalır kalmaz mektubu açtı.

等到周围只有她一个人的时候，她迫不及待地打开了那封信。

O, okula nadiren geç kalır.

她上学很少迟到。

Tom her zaman geç kalır.

湯姆總是遲到。

Anne her gün evde kalır.

媽媽每天待在家裡。

O, Pazar günleri nadiren evde kalır.

他星期天很少留在家中。

O, sık sık okula geç kalır.

他常常上學遲到。

Tom genellikle beş yıldızlı otellerde kalır.

汤姆一般住五星级酒店。

O, pazar günü nadiren evde kalır.

他很少週日待在家裡。

Kelimeler acısını ifade etmede yetersiz kalır.

她的悲伤无法言喻。

Hafta sonu sık sık evden uzakta kalır.

周末他平常不在家。

O, Pazar günleri her zaman evde kalır.

他星期日總是在家裡。

Bu saat günde üç dakika geri kalır.

这个钟每天慢三分钟。

Onun ölümünün sebebi bir sır olarak kalır.

他的死因仍然是一個謎。

Erkek kardeşim sık sık bütün gece uyanık kalır.

我弟弟会经常彻夜不睡。

O, her zaman gece geç saatlere kadar uyanık kalır.

他老是开夜车。

Sadece 5 saniye ya da 10 saniye sabunla yıkasanız bile, elleriniz hala kirli kalır.

如果只洗5秒钟或10秒钟，你的手还是不干净。

- Bu saat günde üç dakika geri kalır.
- Bu saat günde üç dakika geri kalıyor.

这个钟每天慢三分钟。

- Acele işe şeytan karışır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
- Acele yürüyen yolda kalır.

欲速則不達。

Düşünce alanında, saçmalık ve sapkınlık dünyanın ustaları olarak kalır, ve onların hakimiyeti ancak kısa süreler için askıya alınır.

在思想的領域中, 荒誕和墮落仍然主宰著世界, 它們的操控只是短時間地被暫停。