Translation of "Verdaderos" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Verdaderos" in a sentence and their turkish translations:

Problemas verdaderos,

gerçek sorunlar,

Éstos son verdaderos.

Bunlar gerçek.

Los verdaderos héroes somos nosotros.

Gerçek kahramanlar biziz.

No usemos nuestros verdaderos nombres.

Gerçek adlarımızı kullanmayalım.

Ellos no son mis verdaderos padres.

Onlar benim gerçek ailem değil.

Su cara delataba sus sentimientos verdaderos.

Onun yüzü gerçek hislerini açığa vurdu.

Nunca olvidamos a los verdaderos amigos.

Biz gerçek arkadaşlarımızı asla unutmayız.

Él no muestra sus verdaderos sentimientos.

O gerçek duygularını göstermez.

Ella no muestra sus verdaderos sentimientos.

O gerçek duygularını göstermez.

Los verdaderos dueños de todos ellos son murciélagos

onların hepsinin aslında gerçek sahipleri yarasalar

Ahora puedo ver quiénes son mis verdaderos amigos.

Artım gerçek arkadaşlarımın nerede olduğunu görebiliyorum.

Mostrar tus verdaderos sentimientos no se considera una virtud en Japón.

Gerçek duygularını göstermek Japonya'da bir erdem olarak düşünülmemektedir.

Los verdaderos artistas no desprecian nada; ellos se esfuerzan por entender en lugar de juzgar.

Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.

Al hacer que los desafíos del invierno los favorezcan, se convirtieron en los amos verdaderos de estas largas noches del norte.

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

Los diferentes modos de culto que prevalecieron en el mundo romano fueron todos consideraros por el pueblo como igualmente verdaderos, por el filósofo como igualmente falsos, y por el magistrado como igualmente útiles. Y así la tolerancia produjo no sólo la indulgencia mutua, sino incluso la concordia religiosa.

Roma dünyasında hüküm süren muhtelif ibadet şekillerinin tümü, insanlar tarafından mütesaviyen doğru, düşünürü tarafından yanlış, yargıcı tarafından da faydalı olarak görüldü. Ve böylelikle müsamaha yalnızca karşılıklı müsamahayı değil, aynı zamanda dinsel uyumu da ortaya koydu.