Translation of "Vegetales" in Turkish

Deberías comer vegetales.

Sebze yemelisin.

No, sigo prefiriendo comer vegetales.

Hayır, ben hâlâ sebze yemeyi tercih ederim.

Cultivamos patatas, rábanos y otros vegetales.

Patates, turp ve yeşillik yetiştiriyoruz.

- Come más vegetales.
- Come más verduras.

Daha fazla sebze ye.

Lo forzó a comer sus vegetales.

Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı.

3 tazas de vegetales ricos en azufre

üç kap sülfür zengini sebzeler

Solo como vegetales que cultivo yo mismo.

Sadece kendi yetiştirdiğim sebzeleri yerim.

Tom se niega a comer sus vegetales.

Tom onun sebzelerini yemeyi reddediyor.

Ella hizo que se comiera sus vegetales.

O, ona sebzeleri yedirdi.

Cuenten todas las frutas y vegetales que comieron.

meyve ve sebzeleri düşünmenizi istiyorum.

Mamá insiste en que coma yo más vegetales.

Annem daha fazla sebze yemem gerektiğinde ısrar ediyor.

Me gustan todos los vegetales excepto la col.

Lahana hariç tüm sebzeleri severim.

Por ejemplo, con deliciosas hamburguesas a base de vegetales,

ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

- Tendrías que comer más verduras.
- Deberías comer más vegetales.

Daha fazla sebze yemelisin.

¿Comer sólo vegetales te puede ayudar a perder peso?

Sadece sebzeler yemek zayıflamana yardımcı olabilir mi?

- Come más vegetales.
- Come más verduras.
- Comed más verdura.

Daha fazla sebze ye.

Para producir vegetales frescos para la plantilla en cafeterías cercanas.

boş bir ofis köşesine kurduğumuz çiftlik.

- ¿Por qué no comes verdura?
- ¿Por qué no comes vegetales?

- Niçin sebze yemiyorsun?
- Sebze yesene.

La producción de vegetales va en crecimiento en nuestra área.

Bölgemizde sebze üretimi artmaktadır.

Y puede ayudar a mantener el contenido nutricional de los vegetales.

tarımsal tedarik zincirini de kısaltmaya yardımcı olabilir.

Deberías comer vegetales y fruta al menos tres veces al día.

Günde en azından üç defa sebze ve meyve yemelisin.

Cómete los vegetales, para que crezcas y llegues a ser grande y fuerte.

Büyük ve güçlü olmak için büyüyebilesin diye sebzelerini ye.

- Tom no soporta a los vegetarianos.
- A Tom le dan asco los vegetales.

Tom sebzeye tahammül edemez.

Los pepinos, la espinada, el brócoli y las cebollas son considerados vegetales no almidonados.

Salatalıklar, ıspanak, brokoli ve soğanlar nişastalı olmayan sebzeler olarak kabul edilirler.

Tom usó el cuchillo nuevo que Mary le había dado para cortar los vegetales.

Tom Mary'nin sebzeleri kesmesi için ona verdiği yeni bıçağı kullandı.

- El precio de las verduras cambia de un día a otro.
- Los precios de los vegetales varían de un día para otro.
- El precio de los vegetales varía día a día.

Sebzelerin fiyatı günden güne değişir.

Los alimentos ricos en vitamina incluyen los vegetales de color verde oscuro, de hoja, alubias, frutos secos y los cereales integrales.

E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.