Translation of "Sigo" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Sigo" in a sentence and their turkish translations:

No sigo.

Ben izlemiyorum.

Sigo estornudando.

Hapşırmaya devam ediyorum.

Sigo escéptico.

Şüpheli kalırım.

- Lo sigo haciendo.
- Sigo haciéndolo.
- Todavía lo hago.

Onu hâlâ yapıyorum.

Sigo sin entender.

Anlamamaya devam ediyorum.

Sigo estudiando francés.

Ben hâlâ Fransızca okuyorum.

Sigo estudiando idiomas.

Dil öğrenmeye devam ediyorum.

Sigo las normas.

Kuralları izlerim.

Sigo sin verlo.

Hala onu görmüyorum.

Lo sigo haciendo.

- Hâlâ onu yapıyorum.
- Onu hâlâ yapıyorum.

Estoy indefenso. Sigo intentando.

güçsüz kaldım demektir. Denemeye devam edelim.

Sigo siendo vuestro amigo.

Hâlâ senin arkadaşınım.

Sigo buscando a Tom.

Hâlâ Tom'u arıyorum.

Sigo saliendo con ella.

Hâlâ onunla çıkıyorum.

Sigo leyendo cada día.

Ben her gün okumaya devam ederim.

Sigo sin poder verlo.

Onu hâlâ görmüyorum.

Sigo opinando lo contrario.

Ben hâlâ tersini düşünüyorum.

Sigo sin conseguir localizarlo.

Ben hâlâ onu bulmadım.

Sigo sin entender nada.

Hâlâ hiçbir şey anlamıyorum.

Sigo sin saber bailar.

Hâlâ dans edemiyorum.

Sigo jugando al billar.

Hâlâ bilardo oynuyorum.

- Todavía estoy vivo.
- Sigo vivo.

Hâlâ hayattayım.

Sigo estudiando francés con Tom.

Tom'la birlikte hâlâ Fransızca okuyorum.

No, sigo prefiriendo comer vegetales.

Hayır, ben hâlâ sebze yemeyi tercih ederim.

¿Por qué sigo haciendo esto?

Neden hala bunu yapıyorum?

Yo no siempre sigo las instrucciones.

Talimatlara her zaman uymuyorum.

- afortunadamente sigo expuesto regularmente a ideas interesantes -

hâlâ düzenli olarak tesadüfen ilginç fikirlerle karşılaşıyorum

Y sigo con 90 minutos de yoga.

ve ardından 90 dakika boyunca yoga yapıyorum.

- Ahora sigue mi turno.
- Ahora sigo yo.

Daha sonra benim sıram gelir.

Me curé, sigo aquí y vivo mi vida.

Fakat geri döndüm, hala buradayım ve hayatımı yaşıyorum.

Hace años que no sigo la fórmula 1.

Yıllardır F1'i hiç takip etmiyorum.

Ahora, diría que sigo recuperándome de esa impresión inicial.

Halâ bu ilk izlenimimden kurtulmaya çalıştığımı düşünüyorum şimdi.

- Me mantengo pensando en Tom.
- Sigo pensando en Tom.

Tom hakkında düşünmeye devam ediyorum.

No tengo religión y no sigo a ningún dios.

Benim bir dinim yok ve ben herhangi bir tanrıyı takip etmiyorum.

La única red social que sigo utilizando es Twitter,

Sosyal medyada bir tek Twitter'ı kullanıyorum.

Sigo haciendo esto, ya que si tuviera realmente poderes mágicos,

Bunu yapmaya devam ediyorum çünkü bildiğiniz gibi,

Yo sigo diciendo que soy inocente, pero nadie me escucha.

Ben masum olduğumu söylemeye devam ediyorum, fakat kimse dinlemeyecek.

- Es la primera vez que sigo a alguien hasta donde vive.
- Ésta es la primera vez que sigo a alguien para saber dónde vive.

Ben şimdiye kadar ilk kez birini nerede yaşadığını öğrenmek için takip ettim.

- Todavía soy soltero.
- Todavía estoy soltero.
- Todavía estoy soltera.
- Sigo soltero.

- Hâlâ bekârım.
- Ben hâlâ bekârım.

Sigo sintiendo ese feo olor... ...y gusto a hongo en la boca.

Ağzıma o mantarımsı tat geliyor. Ağzımda... Kötü bir tat ve koku var.

Y, tan solo, rociar esto mientras sigo y, así, marcar mi camino. Guau.

Bakın, sonra da yolu işaretlemek için bunu her yere sıçratabilirim.

Todos dicen que mi inglés es malo, pero sigo estudiándolo de todos modos.

Herkes benim ingilizcemin çok kötü olduğunu söylüyor ancak ben ne olursa olsun ders çalışmaya devam ediyorum.

Aunque he estudiado inglés en la escuela los últimos seis años, aún sigo sin hablarlo bien.

Son altı yıldır okulda İngilizce öğrenmeme rağmen, hâlâ onu konuşmada iyi değilim.

Sigo pensando que es poco probable que encontremos alguna evidencia para demostrar la culpabilidad de Tom.

Tom'un suçsuzluğunu kanıtlamak için herhangi bir kanıt bulmamızın hala olası olmadığını düşünüyorum.