Translation of "Políticos" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Políticos" in a sentence and their turkish translations:

- Abajo con los políticos corruptos.
- ¡Fuera los políticos corruptos!

Yolsuzluk yapan siyasetçiler kahrolsun.

Estos políticos son corruptos.

Bu politikacılar rüşvetçi.

Nos merecemos estos políticos.

Biz bu siyasetçileri hak ediyoruz.

- No confío en los políticos.
- No me fío de los políticos.

Siyasetçilere güvenmem.

Las noticias y los políticos

Biliyorsunuz, haber ve siyasetçiler de

Nuestros políticos, nuestros líderes religiosos...

Siyasetçilerimizin, dini liderlerimizin -- elbette saygı çerçevesinde --

Políticos que usan la religión

dini kullanan siyasetçiler

Pocos políticos admiten sus errores.

Birkaç politikacı hatalarını kabul ediyorlar.

Cuando los temas sociales y políticos

Görüyorsunuz, sosyal ve siyasi meseleler

Muchos políticos no cumplen sus promesas.

Birçok politikacı sözlerini tutmuyor.

Los políticos deberían cumplir sus promesas.

Politikacılar sözlerini tutmalı.

Los políticos lo rechazan aún más fuerte,

Politikacılar aynı bilimsel olmayan söylemleri tekrarlayarak

Los que podríamos llamar "los presos políticos"

"Siyasi tutuklular" diyebileceğin bizler

Muchos políticos fallan en mantener sus promesas.

Birçok politikacı sözünü tutamaz.

Se cree que muchos políticos aceptan sobornos.

Birçok siyasetçinin sus parasını kabul ettiğine inanılmaktadır.

Nuestros sistemas de extracción sociales, políticos y económicos

Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz

Por lo tanto, los políticos europeos necesitan esforzarse

Yani Avrupalı politikacılar,

Esa es una táctica que usan muchos políticos.

Ve bu, birçok siyasetçinin de kullandığı bir taktik.

Que se sentían desconectados de los líderes políticos

ve ülkemizin geleceğini

De cambios tecnológicos, políticos y económicos sin precedentes,

beklenmeyen teknolojik, siyasi ve ekonomik değişimde

Para detener, secuestrar, torturar y desaparecer opositores políticos.

işkence edip onları ortadan kaldırmak için birlikte çalıştığı bir plandı bu.

Los políticos no se avergonzaban de recibir sobornos.

Politikacı rüşvet almaktan utanmıyordu.

Hay muchos políticos que no cumplen sus promesas.

Sözlerini tutmayan birçok politikacı var.

Para los realistas políticos puede que no les sorprenda

Bu, politik gerçekçiler için çok şaşırtıcı bir durum olmasa da

Por supuesto, los oponentes políticos se rieron de mí.

Tabii ki siyasi muhalifler bana güldüler.

Los presos comunes aprendieron mucho de los presos políticos.

Diğerleri, siyasi tutuklulardan çok şey öğrendiler.

Al mismo tiempo usando el poder de algunos políticos

aynı zamanda bazı siyasilerin gücünü kullanarak

¿No piensas que todos nuestros políticos son demasiado viejos?

- Sence tüm politikacılarımız çok yaşlı değil mi?
- Tüm politikacılarımızın çok yaşlı olduğunu düşünmüyor musun?

El dinero es muy importante en los círculos políticos.

Siyasi çevrelerde para çok önemlidir.

Se considera que algunos políticos habrían causado ese incidente.

Bu olaya bazı politikacıların neden oldukları kabul edilmektedir.

- Tom tiene tres tíos.
- Tom tiene tres tíos políticos.

Tom'un üç eniştesi var.

Políticos de muchos países peregrinaron a la Casa Blanca.

Birçok ülkeden politikacılar Beyaz Saray'a hac yaptılar.

Tendemos a asociar a los políticos con la hipocresía.

Biz politikacıları ikiyüzlülük ile ilişkilendirmek eğilimindeyiz.

Incluso la mayoría de los científicos climáticos o políticos verdes

Çoğu iklim bilimci veya çevreci siyasetçi bile dünyanın her yerine

Claramente no significan nada para nuestros políticos y nuestra sociedad.

o okul sistemi içinde gerçekleri öğrenmenin ne anlamı var ki?

Utilizado como carta de triunfo por los políticos durante años

yıllarca siyasiler tarafından koz olarak kullanıldı

Los jóvenes estamos hartos de los políticos de este país.

Genç insanlar bu ülkenin siyasetinden bıktılar.

Es decir, estos movimientos políticos han construido su éxito con ideas

Yani bu gibi siyasi partilerin savundukları fikirler, eninde sonunda

Los dos políticos se encontraron cara a cara por primera vez.

İki politikacı ilk defa yüz yüze görüştü.

Ya estoy harto de todas las peleas mezquinas entre los políticos.

Politikacılar arasındaki tüm küçük çekişmelerden bıktım.

¿Por qué los políticos tratan de aniquilar las opiniones de la mayoría?

Neden politikacı çoğunluğun görüşünün kökünü kazımaya çalışıyor?

Los sistemas políticos de Gran Bretaña y Japón tienen mucho en común.

İngiltere ve Japonya'nın politik sistemlerinin ortak bir sürü şeyi var.

E incluso, en una ocasión, de asesinar a uno de sus oponentes políticos.

ve hatta bir davada siyasi muhaliflerinden birini öldürmekle suçlandı.

Si te crees lo que dicen los políticos, entonces es sólo culpa tuya.

Eğer politikacıların söylediğine inanırsan, bu gerçekten senin kendi hatan.

Los políticos que dicen que están del lado de la justicia y la reforma,

Adaletin ve reformun tarafında olduğunu söyleyen politikacılar

¿Cuál es el prempter que ha estado en la agenda en eventos políticos antes?

prempter nedir daha önce siyasi olaylarda da gündeme gelmişti

Así que a generales militares y aliados políticos, la crisis ha ofrecido una oportunidad lucrativa

Yani generaller ve siyasi müttefikleri için; kriz, kazançlı bir fırsat ortaya çıkardı

No hay ningún país en el mundo en el que las empresas o los poderes políticos

Dünya üzerinde hiçbir ülkede iklimi mahvettiği için yaptırıma uğratılan

El escándalo "del Recluta" es un escándalo de corrupción concerniente a funcionarios públicos y políticos que aceptaron como sobornos acciones no reveladas de la compañía RecruitCoscom. Las acciones habían ido aumentando constantemente.

Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.

Los Estados Unidos es el país que ilumina el mundo con sus ideales de libertad. Asesinatos políticos, golpes militares, invasiones, bombardeos y la tortura son todas ellas llevadas a cabo por los Estados Unidos, con el fin de hacer del mundo un lugar mejor.

Amerika Birleşik Devletleri özgürlük idealleri ile dünyayı aydınlatan bir ülkedir. Siyasi cinayetler, askeri darbeler, işgaller, bombalama ve işkence bütün dünyayı daha iyi bir yer yapmak için Amerika Birleşik Devletleri tarafından yürütülmektedir.