Translation of "Religión" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Religión" in a sentence and their turkish translations:

Religión educada

eğitimini almış dinin

¿En qué religión creéis?

Hangi dine inanıyorsun?

Es contra mi religión.

- O benim dinime karşı.
- O benim inancıma karşı.

Políticos que usan la religión

dini kullanan siyasetçiler

Ni siquiera digo nuestra religión

dinimizi ise hiç söylemiyorum bile

No creo en la religión.

Dine inanmıyorum.

Hacer dinero es su religión.

- Para kazanmak onun dinidir.
- Onun dini para kazanmaktır.

La matemática pura es religión.

Saf matematik, dindir.

Toda religión prohíbe el asesinato.

Her din cinayeti yasaklar.

¡No me hables de religión!

Benimle din hakkında konuşma.

Los pobladores acogieron la religión cristiana.

Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.

A veces desearía profesar otra religión.

Bazen keşke farklı bir dinim olsa.

Tu inseguridad viene de tu religión.

Senin güvensizliğin dininden gelmektedir.

La religión nunca fue un problema.

Din asla sorun olmadı.

Se respetará la religión y el clero ".

Din ve din adamlarına saygı duyulacak. "

Tu religión, tu discapacidad, tu orientación sexual,

inancınız, engeliniz, cinsel yöneliminiz,

La religión es el opio del pueblo.

Din insanların afyonudur.

Este rito es parte de su religión.

Bu ayin onların dinlerinin bir parçasıdır.

Ellos lucharon por la libertad de religión.

Onlar din özgürlüğü için savaştılar.

Debemos separar la política de la religión.

Siyaseti dinden ayırmalıyız.

La religión es la metafísica del pueblo.

Din sıradan insanların metafiziğidir.

Como si fuera construido según la religión pagana

daha çok pagan dinine göre inşa edilmiş gibi

Nuestra religión no es la fuente del Corán

dinimizi ise kaynak olan Kuran'dan değil

Hay algunos que no creen en ninguna religión.

Bazı insanlar herhangi bir dine inanmıyor.

A qué religión pertenece usted no me interesa.

Hangi dine mensup olduğunuz beni alakadar etmiyor.

Ahora sí que estoy dudando de mi religión.

Şimdi benim inanç konusunda gerçekten kafam karıştı.

¿Cuál es la diferencia entre religión y filosofía?

Din ve felsefe arasındaki fark nedir?

En este país no hay libertad de religión.

Bu ülkede din özgürlüğü yok.

- ¿Es usted creyente?
- ¿Cree usted en alguna religión?

Herhangi bir dine inanıyor musun?

Una religión, un credo político o lo que sea.

paylaşmasak bile birlikte yaşayabiliriz.

¿Pero no era la tolerancia del Islam una religión?

fakat İslamiyet hoşgörü dini değil miydi?

Desafortunadamente alguien está rompiendo la religión que estamos diciendo

bizim anlattığımız dini de birileri bozuyor malesef

¿Rompiste tu religión al fin, no necesitas hacer nada?

en sonda dinini bozdun mu zaten bir şey yapmaya gerek yok

La religión era muy importante en la Edad Media.

Orta Çağda din çok önemliydi.

No tengo religión y no sigo a ningún dios.

Benim bir dinim yok ve ben herhangi bir tanrıyı takip etmiyorum.

Los Japoneses no son tan especiales con la religión.

Japonlar din konusunda o kadar özel değiller.

Tres fabricantes de papel engañando al soborno usando la religión

dini kullanan rüşvetçi dolandırıcı üç kağıtçılar

¿Hay alguna religión que no permita la donación de órganos?

Organ bağışına izin vermeyen hiç din var mı?

Ellos creen en el marxismo y no en la religión.

Onlar Marksizme inanıyor ve dine inanmıyor.

Una sociedad sin religión es como un barco sin brújula.

Dinsiz bir toplum, pusulasız bir gemi gibidir.

A nunca hablar sobre sexo, política o religión en la mesa.

yemek masasında seks, politika ve dinden bahsedilmemesi öğretilmiştir.

En algunos casos, la religión lleva a muchos africanos muy lejos:

Bazı durumlarda din birçok Afrikalıyı aşırı uç seviyeye sürükler:

La ciencia explicó muchas cosas que la religión jamás pudo explicar.

Bilim birçok şeyi açıklar ama din asla açıklayamazdı.

Él se dio a la religión en su lecho de muerte.

O, ölüm döşeğinde dinine kavuştu.

La cuestión del libre albedrío es un espinoso enigma para la religión.

Özgür irade sorunu din için bir dikenli bir bilmece.

A veces las personas que cambian de religión son los más devotos.

Bazen en dindarlar din değiştiren kimselerdir.

Tom tiene un montón de libros de religión, pero él nunca los leyó.

Tom'un birçok dini kitabı var ama o onları hiç okumaz.

Toda persona tiene derecho a la libertad de pensamiento, de conciencia y de religión; este derecho incluye la libertad de cambiar de religión o de creencia, así como la libertad de manifestar su religión o su creencia, individual y colectivamente, tanto en público como en privado, por la enseñanza, la práctica, el culto y la observancia.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.

Y se hicieron todas las posibilidades para que no hubiera falta de respeto a la religión cristiana.

ve Hristiyanlık dinine bir saygısızlık olmasın diye elden gelen bütün imkanlar yapılmıştı

No es muy similar a la estructura de la religión cristiana en términos de estructura y arquitectura.

yapı ve mimari itibariyle çok da Hristiyan dininin yapısına benzemiyor

Mira, no es la religión de la belleza y la tolerancia de la que han estado hablando durante años.

onların bize yıllardır bahsettiği güzellik, hoşgörü dini değilmiş bakın Müslümanlık diyorlar

El cristianismo vino a Armenia a comienzos del siglo primero, y se convirtió en religión oficial en el año 301.

Hristiyanlık Ermenistan'a birinci yüzyılın başında geldi ve 301 yılında resmi din oldu.