Examples of using "Tomó" in a sentence and their turkish translations:
sen mi çektin fotoğrafları
O, dün çok içti.
Tom onu aldı.
Tom bir şey aldı.
Benimkini ödünç aldı.
400 gün sürdü.
Elbette zaman aldı --
Alain bir karar verdi.
O haberi nasıl aldı?
Parayı kim aldı?
O, kestirmeden gitti.
O bol bol not aldı.
O bir taksiye bindi.
Bu zaman aldı.
O otuz dakika sürdü.
Bu üç yıl sürdü.
- O onun kitabını aldı.
- Kitabını aldı.
Tom bir sandalye kaptı.
O iki kitap ödünç aldı.
Tom bir aspirin aldı.
Tom, ders sırasında notlar aldı.
Güzel manzaranın bir resmini çekti.
- Doktor nabzımı ölçtü.
- Doktor nabzıma baktı.
inşaatı 5 yıl sürdü
Dava çok uzun yıllar sürdü
O bir hafta izin aldı.
Tom yanlış trene bindi.
O yanlışlıkla zehir aldı.
Tom birçok akıllıca kararlar aldı.
Sadece bir saat sürdü.
O ne içti?
O doğru seçimi yaptı.
Doğru seçimi yaptı.
Kötü bir karar verdi.
Bunu tamir etmek birkaç saatimi aldı.
Onu programlamak birkaç saatimi aldı.
Onu yeniden programlamak birkaç saatimi aldı.
Onu yıkamak birkaç saatimi aldı.
Onu temizlemek birkaç saatimi aldı.
Bunu dikmek birkaç saatimi aldı.
Onu bulmam birkaç saat aldı.
Onu açmak birkaç saatimi aldı.
Bunu deşifre etmek birkaç saatimi aldı.
Bunu pişirmek birkaç saatimi aldı.
Bunu okumak birkaç saatimi aldı.
Bunu monte etmek birkaç saatimi aldı.
Bunu bitirmek birkaç saatimi aldı.
O büyük bir risk aldı.
- Tom kazara bir miktar fare zehiri yuttu.
- Tom yanlışlıkla biraz fare zehiri içti.
Tom sabah yola çıktı.
Bu resim nerede çekildi?
O beş dakikadan az sürdü.
O, kolumu tuttu.
Onu ikna etmek biraz zaman aldı.
Tom büyük bir risk aldı.
O, siesta yapmadı.
Bu onların bir süresini aldı.
Tom çok kötü bir karar verdi.
Tom aptalca bir karar verdi.
Bir balık yedi ve meyve suyu içti.
O, Ginza'da metroya bindi.
O, korneri çok hızlı attı.
Mektubu yazmak üç saatimi aldı.
Mikrofonu eline alıyor ve şunu diyor:
belki de ondan cesaret aldı
Öfkeyle bir ölçek merdiveni aldı ve bağırdı,
Haziran 1811'de Tarragona'yı aldı.
Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi
Hemşire onun ateşini ölçtü.
Michael onu elinden yakaladı.
Tom uyarıma dikkat etti.
- Birisi yanlışlıkla ayakkabımı aldı.
- Biri yanlışlıkla benim ayakkabılarımı aldı.
O bir gün izin aldı.
O onu eliyle götürdü.
O hava yoluyla Amerika'ya gitti.
O, sütü içmedi.
O, beni erkek kardeşim sandı.
Tom akşam yemeği yedi ama hiç tatlı yemedi.
Bir parça tebeşir aldı.
Hakem doğru karar verdi.
Sen çok fazla içtin.
Bir hemşire ateşimi ölçtü.
Onun söylediğini not aldı.
- Fince öğrenmek ne kadar zamanını aldı?
- Fince öğrenmek ne kadar zamanınızı aldı?
Uykuya dalmak uzun zamanımı aldı.
Hemşire benim kan basıncımı ölçtü.
Tom süt içti.
Bir gök gürültüsü beni afallattı.
Annem ateşimi ölçtü.
Tom kahve içmediğini söyledi.
O, onun fikrini ödünç aldı.
O beni bir İngiliz erkeği ile karıştırdı.
Kitabı ondan ödünç aldı.
Tom bir yudum kahve aldı.