Translation of "Retrato" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Retrato" in a sentence and their turkish translations:

Veo el retrato.

Portreyi görüyorum.

Sacaron el retrato de la pared.

Portre duvardan alındı.

El retrato tenía un fondo oscuro.

Portrenin karanlık bir arka planı vardı.

Como turcos, rompimos un poco ese retrato.

Biz Türkler olarak o algoraitmayı biraz bozduk.

El retrato está colgado en la pared.

Resim duvarda asılı.

Compré un marco de cuero para el retrato.

Ben resim için bir deri çerçeve satın aldım.

Ellos son el vivo retrato él uno del otro.

- Onlar hık demişler birbirlerinin burnundan düşmüşler.
- Onlar birbirlerinin benzeri.

Mi retrato está en todas las comisarías de policía del país.

Benim resmim, ülkedeki her karakolda bulunuyor.

Bob montó el retrato en un ostentoso marco, pero lo dejó invertido.

Bob portreyi hoş bir çerçeve ile çerçeveledi fakat o tepetaklak olmuştu.

- El retrato está colgado en la pared.
- El cuadro cuelga de la pared.

- Resim duvarda asılı duruyor.
- Resim duvarda asılıdır.

- Me he cortado el pelo
- En la pared hay un retrato de Tom

Duvarda Tom'un bir resmi var.

Un amigo mío encargó a un reconocido artista pintar un retrato de su esposa.

Arkadaşlarımdan biri iyi-tanınmış bir sanatçıyı onun karısının portresini yapması için görevlendirdi.

Como preparación para pintar un retrato, mi amigo toma muchas fotografías con el fin de estudiar el tema de cerca.

Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.

- El cuadro de mi abuelo está colgado en la pared.
- Un retrato de mi abuelo está colgado en la pared.

Büyükbabamın resmi duvardadır.

La obra de cualquier hombre, ya sea de literatura, música, pintura, arquitectura o cualquier otra, siempre es un retrato de sí mismo.

Her erkeğin işi, ister edebi ya da müzik ya da bir resim ya da mimari ya da başka bir şey olsun, her zaman kendisinin bir portresidir.