Translation of "Turcos" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Turcos" in a sentence and their turkish translations:

Somos turcos

Biz Türk'üz

Otros turcos poseen

diğer Türkler sahiplenmektedir

Esa comunidad dominante eran los turcos

işte o baskın yapılan topluluk Türklerdi

Entonces los turcos se convierten en bárbaros

sonra Türkler barbar olur

Entonces los turcos se convierten en traidores

sonra Türkler hain olur

No se ve excepto los musulmanes turcos

Türk müslümanları dışında görülmez

Como turcos, rompimos un poco ese retrato.

Biz Türkler olarak o algoraitmayı biraz bozduk.

La leyenda de la existencia de los turcos.

Türklerin var oluş destanı

La familia es muy sagrada en los turcos.

Aile Türkler'de çok kutsaldır

Ese niño fue el último turco de los turcos.

o çocuk ise Türklerden geriye kalan son Türk'tü

Los turcos tienen la característica de no registrar guerras

Türklerin yaptığı savaşları kayıt etmeme gibi bir özelliği var

Tomris Hatun era el gobernante de los turcos saka

Tomris Hatun Saka Türklerinin hükümdarıydı

Después de la aceptación del Islam por los turcos

İslamiyetin Türkler tarafından kabulünden sonra

En 1683, los turcos asediaron Viena por segunda vez.

- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattı.
- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattılar.

En 1683 los turcos atacaron Viena por segunda vez.

1683 yılında Türkler ikinci kez Viyana'ya saldırdı.

En varios restaurantes turcos, shishkebab es el plato principal.

Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir.

Creando una mala percepción del nacimiento de los turcos, ergenekon

Türklerin doğuşu olan ergenekona kötü algı oluşturulması

Existe una situación similar en los turcos de Asia Central.

Orta Asya Türkler'inde yine buna benzer bir durum var ortada

- Los turcos asediaron por un largo tiempo la fortaleza de Eger.
- Los turcos mantuvieron el asedio al castillo de Eger durante largo tiempo.

Türkler Eğri Kalesi'ni uzun süre kuşattılar.

Pocos turcos viven para cruzar el Danubio y contar la historia.

Sadece birkaç Türk hikayeyi anlatabilecek kadar canlı kalabilmiş olacaktır

La familia que dijimos antes es muy importante para los turcos.

Daha önce de söyledik aile Türk için çok önemli

Constantinopla cayó en las manos de los turcos otomanos en 1453.

Konstantinopolis 1453'te Osmanlı Türklerinin eline düştü.

Pero cuando Estambul estaba rodeada por los turcos, estos túneles estaban cerrados

fakat Türkler tarafından İstanbul Kuşatıldığında bu tüneller kapatılmış

Es una institución establecida para investigar desde las primeras fuentes sobre los turcos.

Türklerle ilgili ilk kaynaklardan araştırılması amacıyla kurulan bir kurumdur

Apoyando la cabeza con la mano mientras bebe agua en los antiguos turcos

Eski Türklerde su içerken kafayı böyle elle desteklemek

De nuevo, es algo que no se usa mucho más que los musulmanes turcos.

Yine Türk müslümanları dışında çok kullanılmayan birşeydir

En el siglo XVI los piratas turcos y los españoles se encontraban a menudo en el mar Mediterráneo.

16. yüzyılda Akdeniz'de Türk ve İspanyol korsanlar birbirleriyle sık sık mücadele ettiler

Él impala a miles de turcos muertos alrededor de Targoviste y envía la cabeza de Hamza en un frasco

Binlerce savaş esiri Türk'ü kazığa oturttur ardından Hamza Paşa'nın kellesini

Una vez la prensa española confundió la palabra "turkeys", que en inglés significa "pavo", con la palabra "Turks", que significa "turcos".

Bir defasında İspanyol bir gazeteci İngilizce'de ''hindiler'' anlamına gelen ''turkeys'' kelimesini, yine İngilizce'de ''Türkler'' anlamına gelen ''Turks'' ile karıştırdı.