Examples of using "Fondo" in a sentence and their turkish translations:
bir okyanusal taban
Yarasın!
Etraflıca inceledik.
yoksa kötü gün için mi biriktiriyorsunuz.
o derin yer altındaydı,
arka plana geçmek olacak.
arkadaki o muhteşem görüntü
IMF Uluslararası Para Fonu (IMF) anlamına gelir.
Kapsamlı bir araştırma yaptık.
Temelde, kesinlikle haklısın.
Tekne dibe battı.
Burada arkada oturuyorum
Onlar yan yana yürüyordu.
O, bu kasabayı oldukça iyi bilir.
Portrenin karanlık bir arka planı vardı.
O, New York'u oldukça iyi bilir.
Ancak fon kefaletlerini ödediğinde
O, nehrin dibinde bulundu.
Polis binaları adamakıllı araştırdı.
Okyanusun dibinde kum vardır.
Tom arka bahçede oynuyordu.
Konuyu iyice çalışmak gerekliydi.
Midesi dipsiz bir çukur gibi görünüyordu.
Tom alt ranzada uyuyor.
Bu söylentilerin altında kim var?
açıklık ortamına sahipse?
Gün doğumu kemerin alt tarafını turuncuyla aydınlatır
Şimdi kapsamlı bir soruşturma devam ediyor.
Kovanın dibinde bir delik vardı.
Gemi denizin dibine battı.
Senden gerçekten nefret ediyorum.
Kalbimin en derin yerinden onu seviyorum.
Ona yürekten teşekkür ettim.
Tom'u tanımak istiyorum.
Konuşmasının konusunu anlayamadım.
ve arkadaki mavinin hoş katmanlarına dönelim.
Bu hissiyat arka planda sürekli varlığını devam ettirebilir
göz yaşartıcı gaz bombası nedeniyle
derinlerde hepimiz cevabı biliyoruz.
Demek bu yarığın kenarından halatla inmemizi istiyorsunuz?
Kendinizi yukarı çekip saplayın, onu yakalayıp zemine yapıştırın.
Vadinin altına geçip dağlara ulaşmalıyım. Ah!
Şimdi daha derinlere gideceğiz.
Bilyeler dağılımlı düzeneğin sonuna gelirken
içten içe onu ilahî bir varlık gibi görüyorum.
Resmin arka planındaki o adam kimdir?
Kayık gölün dibine battı.
Resmin arka planında bir kale var.
O, mülteci fonuna 10.000 dolar bağışladı.
Tom hazineyi gölün dibinde buldu.
Şişenin dibinde kalmış biraz su vardı.
Arka planda duyabildiğim o ses ne?
Arka plandaki daire, hava akışını görmenize olanak tanıyan,
Üçümüz yan yana yürüdük.
Bardağın dibinde kalmış biraz şarap var.
Bir uçurumun 12 metre aşağısındayım. Beni görürsünüz.
Başkalarının hayatının arka planında duran kartonumsu figürleri değil.
bunun daha çok araştırmaya değer bir şey olduğunu düşündük.
Hayır. IMF ile hiçbir hesabımız yok.
Arka planda deniz manzaralı bir resmimizi çektirelim.
Kuzey Denizi'nde petrol bulundu.
Duydum ki sen uzun mesafeli yarışlarda mükemmelsin.
Bu sözlerim sizin için: Dipsiz bir kuyuda değilsin.
hiç yorulmadan yolunu bulduğu efsanevi bir manzara değildi.
Çünkü bu bizim içimizden gelen huzur,
Bunu tümden çözmemiz gerekiyor, yalnızca en aşırı olanlarını değil.
masum dalgıçlara tuzak kurmak için pusuya yatan insan yiyenler olarak tanımlardı.
Odanın arkasındaki kişiler konuşmacıyı duyamıyordu.
Ekranın alt kısmındaki araç çubuğunu görebiliyor musun?
Çocukların her biri için bir vakıf fonu kuruldu.
Sorun şu ki sonunu göremiyorum ve bu her zaman tehlikelidir.
Bak sırf sizin için arka planı beyaz yaptık tişörtü siyah yaptık
Onun yüzüğü nehre düştü ve dibe battı.
Tom su üzerinde yürümeye çalıştı ama dibe battı.
IMF falan için değil... Onların kuklası mısınız?
okyanus tabanında bir kırılma meydana geldiğinde ilk enerji açığa çıktı
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
Ne kadar su olduğunu bilmenin imkânı yok, derin bir çıkmaz da olabilir.
Bu sadece kadınların daha çok, daha iyi cinsellik yaşamasıyla alakalı değil.
Kim söyledi bunu sana? IMF'den tek kuruş istemedik.
isminden de her şey açık zaten okyanusal taban okyanusun altında kalan kısım
Onlar yol boyunca üçü yan yana yürüdü.
Okul kütüphanesine kitap satın almak için para özel bir fona konuldu.
Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
Gözlerimi tekrar açar açmaz, Amina bira bardağının tabanından bana bakıyordu.