Translation of "Resumen" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Resumen" in a sentence and their turkish translations:

En resumen,

Özetleyecek olursak,

En resumen, bastante

yani kısacası oldukça fazla

En resumen, insecticida

yani kısacası böcek ilacı

Hazme un resumen del libro.

Bana kitabın bir özetini çıkar.

En resumen, era demasiado honesto.

Kısacası, çok dürüsttü.

Aquí tienes un breve resumen.

İşte kısa bir açıklama.

Hay muchos, así que en resumen

yahu çok var yani kısacası

Hice un resumen de un libro.

Bir kitabın özetini çıkardım.

En resumen, él ganó mucho dinero.

Kısacası, çok para kazandı.

Este texto no requiere un resumen.

Bu metin hiçbir kısaltılma gerektirmiyor.

En resumen, no termina contando diferentes características

yani kısacası farklı özellikler saymakla bitmez

En realidad, en resumen, Da Vinci decía

Aslında kısacası Da Vinci şunu diyordu

Ella le dijo que reescribiera su resumen.

Ona özgeçmişini yeniden yazmasını söyledim.

En resumen, es una obra de arte completa

yani kısacası tam bir sanat eseridir

Organiza congresos internacionales. En resumen, es muy importante.

uluslar arası kongreler düzenler. Kısacası çok önemli

En resumen, es muy natural tener un terremoto.

yani kısacası depremin olması çok doğal bir şey

Ella leyó el resumen de "Guerra y paz".

"Savaş ve Barış"ın özetini okudu.

La reunión fue, en resumen, una pérdida de tiempo.

Kısacası toplantı vakit kaybıydı.

En resumen, este virus ya existe en la naturaleza misma.

yani kısacası doğanın kendisinde bu virüs zaten mevcut

En resumen, no tenemos nada que ver con la tecnología

yani kısacası teknolojiyle uzaktan yakından herhangi bir alakamız yok

En resumen, esa historia no habría ocurrido y, sin embargo, sucedió.

Demek istediğim bu asla olmayacak bir hikâyeydi ama yine de başardı.

En resumen, nosotros, los 90, tuvimos un poco de suerte así

kısacası biz 90 lılar olarak birazcık böyle şanslıymışız

En resumen, el Khan amenazo con una terrible destrucción, jurando destruir todas las mezquitas

Kısaca mektupta:Han,Sultan eğer Moğol hükmünü kabul etmez ise

En resumen, mientras el hombre tiene que dominarse a sí mismo, el crimen recae sobre la mujer.

Yani aslında kısacası erkek kendine hakim olması gerekirken suç kadına yükleniyor