Translation of "Rendirse" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Rendirse" in a sentence and their turkish translations:

Tom decidió rendirse.

Tom vazgeçmeye karar verdi.

- Rendirse no es la respuesta.
- La solución no es rendirse.

Vazgeçmek cevap değildir.

Pero a no rendirse.

Ama asla pes etmeyin.

Tom decidió no rendirse.

Tom vazgeçmemeye karar verdi.

Tom no quiso rendirse.

Tom vazgeçmeyi reddetti.

Él tendría que rendirse.

O teslim olmak zorunda kalacaktı.

Es demasiado orgulloso para rendirse.

O vazgeçemeyecek kadar çok gururludur.

Tom se rehusó a rendirse.

Tom vazgeçmeyi reddetti.

Lo más importante es no rendirse.

En önemli şey vazgeçmemektir.

Tom no tenía intención de rendirse.

Tom'un vazgeçmeye niyeti yoktu.

Buen trabajo. La cosa es nunca rendirse.

İyi işti. Asla pes etmiyoruz.

El comandante británico fue forzado a rendirse.

İngiliz komutan teslim olmak zorunda kaldı.

La reina Liliuokalani fue forzada a rendirse.

Kraliçe Liliuokalani geri çekilmek zorunda kaldı.

Tom nunca quiso rendirse, pero él no tuvo alternativa.

Tom asla vazgeçmek istemedi fakat seçeneği yoktu.

Hasta tú eres un hombre que no sabe cuándo rendirse.

Sen bile ne zaman vazgeçeceğini bilmeyen bir adamsın.

Jane debe dejar de rendirse ante su deseo por el chocolate.

Jane çikolataya olan tutkusunu durdurmalıdır.

- Los piratas no tuvieron más opción que rendirse.
- Los piratas no tuvieron más alternativa que entregarse.

Korsanların teslim olmaktan başka seçenekleri yoktu.

- A pesar de los ánimos que le dábamos decidió rendirse.
- A pesar de nuestro apoyo, decidió tirar la toalla.

Teşviğimize rağmen, o pes etmeye karar verdi.

Tu novio es una persona problemática, pero esto no es un motivo suficiente para rendirse o para interrumpir vuestra relación.

- Erkek arkadaşın sorunlu bir kişi ama bırakmak ya da kopmak için yeterince iyi bir neden değil.
- Erkek arkadaşın problemli biri ama bu onu bırakman ya da ilişkini bitirmen için yeterli bir sebep değil.