Examples of using "Orgulloso" in a sentence and their turkish translations:
Seninle gurur duyuyorum.
Seninle gurur duyuyorum.
Bundan gurur duymuyorum.
Tom gururluydu.
Tom gurur duyardı.
Seninle çok gurur duyuyorum.
Ondan gurur duymuyorum.
- Benimle gurur duymanızı sağlayacağım.
- Sizi gururlandıracağım.
- Göğsünüzü kabartacağım.
Tom'la gurur duydum.
O, bir müzisyen olmakla gurur duyuyor.
O, kızı ile gurur duyuyordu.
O vazgeçemeyecek kadar çok gururludur.
Tom, Mary ile gurur duymaktadır.
Babamla gurur duyuyorum.
Kanadalı olmaktan gurur duyuyorum.
Ben ayakkabılarımla gurur duyuyorum.
Gerçekten bununla gurur duyuyorum.
Tom çok gururlu olmalı.
Onlarla çok gurur duyuyorum.
Onunla çok gurur duyuyor olmalısın.
O, koleksiyonuyla gurur duyar.
Ben benim okulum ile gurur duyuyorum.
Öğretmen olmaktan gurur duyuyorum.
Her zaman seninle gurur duydum.
Sizinle çalışmaktan gurur duyuyorum.
ve verdiğiniz kararlarla gurur duyuyorum.
O, oyuncağıyla çok gururludur.
O, bir doktor olmakla gurur duyuyor.
O, oğlu ile gurur duyar.
O, ailesiyle gurur duyuyor.
O, iyi notlarıyla gurur duyuyor.
Baba arabasıyla gurur duyuyor.
Benimle gurur duyarsın sanmıştım.
Oğlumla çok gurur duyuyorum.
Tom oldukça kibirli, değil mi?
Ben aileme her zaman sadığımdır.
Seninle çok gurur duyuyorum, Tom.
Ben annem ve babamla gurur duyuyorum.
O, babasıyla gurur duyabilir.
Tom seninle çok gurur duyuyordu.
Tom kızıyla gurur duyuyor.
Benim babam gururlu bir adamdır.
Tom işi ile gurur duymaktadır?
Ben takımımla çok gurur duyuyorum.
Tom bununla gurur duymalı.
Tom onunla çok gurur duyuyordu.
Alexander Hamilton gururlu bir adamdı.
Babamla çok gurur duyuyorum.
O dakikliğiyle gurur duyuyor.
Tom oğlu ile gurur duyar.
O özel motosikleti ile çok gurur duyuyor.
Tom iyi notları ile gurur duymaktadır.
Sen bir tavus kuşundan daha çok gururlusun.
Bugün kendimle çok gurur duyuyorum.
Baban da seninle gurur duyardı.
Tom kendisiyle gurur duymalı.
Gururla söyleyebilirim ki memleketim Oslo'da
Herhangi bir ödül kabul edemeyecek kadar gururluydu.
Bay Wilson eviyle gurur duymaktadır.
John yeni evi ile çok gurur duyuyor.
Bu proje üzerinde çalışıyor olmaktan gurur duyuyorum.
Beyaz Rusya'da yaşıyorum ve bu durumdan gurur duyuyorum.
İşinle ne kadar gurur duyduğunu biliyorum.
Baban seninle çok gurur duyardı.
O, babasının zengin olmasıyla gurur duyuyor.
Benimle gurur duyuyor musun?
Seninle gurur duyuyorum.
Babam uzun boylu ve yakışıklı olmaktan gurur duyuyor.
Qutuz gururlu ve iradeli bir liderdi
Ben böyle bir görevi başarmanın gururunu duyuyorum.
Bir pilot olarak yeteneğinden çok gurur duyuyor.
O, matematik yeteneklerinden gurur duyuyor.
Ondan hoşlanmadım çünkü çok kibirli.
Baban seninle çok gurur duyacaktır.
"99 kopek," Dima gururla ifade etti. "Benim 99 kopeğe ihtiyacım var."
81 yaşındaki büyükbabası onunla gurur duyuyor.
Bundan gurur duymuyorum.
Onun, oğluyla gurur duyması tamamen doğal.
Çocuklarımla gurur duyuyorum.
Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitim görmüş olmaktan gurur duyuyor.
Oğlumla gurur duyuyorum.
Okula asla geç kalmamakla gurur duyuyorum.
Erkek kardeşimle gurur duyuyorum.
Babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.
Babasının ünlü bir bilimci olmasıyla gurur duyuyor.
Okula hiç geç kalmamakla övünüyor.
Tom hem oğluyla hem de kızıyla gurur duymaktadır..
Seninle hiç bu kadar gurur duymamıştım.
Bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.