Examples of using "Siquiera" in a sentence and their turkish translations:
Hiç konuştunuz mu?
Ben onları tanımıyorum bile.
Sen orada değildin ki.
Başlamadım bile.
Farkında bile olmadan
Bunun önemi yok ki.
Adımı bile bilmiyorsun.
O, teşekkür bile etmedi.
Adını bile bilmiyordum.
bir hoşçakal bile demedim." dedi.
Çalışma daha çıkmamıştı bile.
farkında bile olmadan
kız çocuklarına isim dahi vermiyordu
Onu tanımam bile.
Onu tanımıyorum bile.
Orada değildim ki.
Biz birbirimizi bile tanımıyoruz.
- Kendime bile yardım edemiyorum.
- Kendime bile faydam olmuyor.
Buna bakamıyorum bile.
Bilmek bile istemiyorum.
Terlemiyorsun bile.
Beni bile tanımıyorsun.
Bana yardım etmeyi denemedin bile.
Kazanmak istemiyorsun bile.
Güle güle bile demedin.
Denemedik.
Onu görmedim bile.
Bir erkek arkadaşım bile yok.
Biz bile onu tanımıyoruz.
Başlamadım bile.
Bir takım elbiseye bile sahip değilim.
O, yardım etmeyi bile denemedi.
Onun ismini bile bilmiyordum.
Adresini bile bilmiyorum.
Dan kendini utanmış bile hissetmiyor.
Onun hasta olduğu bile bilmiyordu.
Birazcık bile araştırılmış değil.
hem de beni tanımadıkları hâlde.
dinimizi ise hiç söylemiyorum bile
Meg bana bakmadı bile.
Orada değildi bile.
Orada değildi bile.
Onu bile yapamam.
Tom gitmek istemiyor bile.
O, adımı bile bilmez.
Daha denemedin bile.
Hatta sebebini bile bilmiyorlar.
Tom'u görmemişim bile.
Tom korkmadı bile.
O, teşekkür bile etmedi.
O beni bile tanımıyor.
Tom'u tanımıyorsun bile.
Tom'dan hoşlanmıyoruz bile.
Tom'u tanımıyoruz bile.
O beni dinlemez bile.
Dikkatini vermiyorsun bile.
- Bana bakmadan geçti.
- O, bana bakmadan geçti.
Biz onların adlarını bile bilmiyorduk.
bu yüzden de anahtarı aramamışsındır.
henüz sınava bile girmemiş oluyorlar.
Onu öğretmeni bile anlamadı.
Kışın bile fazla karımız olmaz.
Onun kim olduğunu bile bilmiyorum.
O beni bile hatırlamıyor.
Bir daha sakın onun adını anma.
Tom, Mary'ye bakmadı bile.
Tom'un nerede yaşadığını bile bilmiyorum.
Bunun ne olduğunu bilmiyorum bile.
Nereye gideceklerini bile bilmiyorlardı.
Ne yapacaklarını bile bilmiyorlardı.
Artık burada olmak bile istemiyorum.
Tom'la konuşmak bile istemiyorum.
Bunu düşünmek bile istemiyorum.
O kadar hızlı sürmüyordum bile.
Onun ne olduğunu bilmiyorsun bile.
Kim olduklarını bilmiyorsun bile.
Tom, Mary'yi hiç görmedi bile.
Tom bile Mary'yi tanımıyor.
Tom bugün benimle konuşmaz bile.
Onun bir erkek arkadaşı olup olmadığını bile bilmiyorum.
Onun ismini bile bilmiyordum.
Bir ceket bile getirmedim.
Bunu düşünmemiştim bile.
Bunu düşünemiyorum bile.
Resim yapmak için zamanım bile yoktu!
Dan talimatları okumadı bile.
Dan, Linda'yı bile sevmedi.
- Dan, Linda'yı bile davet etmedi.
- Dan, Linda'yı davet etmedi bile.
- Dan, Linda'yı davet etmedi ki.
John hoşça kal bile demeden gitti.
Okumak için zamanım bile yok.
O onunla konuşmazdı bile.
Tom yardım etmek için bile uğraşmadı.
Tom varlığımı bile bilmiyor.