Examples of using "Podéis" in a sentence and their turkish translations:
Bunu okuyabilirsiniz.
Gidebilirsiniz.
Yürüyebilecek durumda mısınız?
Onu yapabilirsiniz.
Onlardan birini seçebilirsin.
Siz yüzemezsiniz.
Burada sigara içebilirsin.
Ne zaman başlayabilirsiniz?
Yarın beni bekleyebilirsiniz.
Almanca konuşabilirsiniz.
Ayağa kalkabilir misin?
- Gidebilirsin.
- Gidebilirsiniz.
Onun kütüphanesinden yararlanabilirsin.
- Görebiliyor musun?
- Görebilir misin?
Yarın gelemezsin.
Pencereyi açabilirsiniz.
İstediğin yere gidebilirsin.
İstediğiniz yere gidebilirsiniz.
Onu yapabilirsiniz.
Onu yapabilirsiniz, değil mi?
Artık hazırım, başlayabilirsiniz.
Beni suçlayamazsınız!
Parasız hayatta kalamazsınız.
İstediğin kadar konuşabilirsin.
Bunu benim için yapabilir misiniz?
Gidebilirsin.
Yıllar sonra, sonuçlarını görüyorsunuz.
- Burada çalışabilirsin.
- Burada eğitim görebilirsiniz.
İstersen bana telefon edebilirsin.
- Yürüyebiliyor musunuz?
- Yürüyebilir misin?
- Yürüyebilir misiniz?
O adada yaşayamazsınız.
Onları görebiliyor musun?
- Onları birbirinden nasıl ayırıyorsun?
- Onları nasıl ayırt edersin?
Benim yatağımda uyuyamazsınız!
Sadece bir an burada bekler misiniz?
- Denerseniz yapabilirsiniz.
- Eğer çalışırsanız bunu yapabilirsiniz.
Bakabilirsin.
Geceyi bizde geçirebilirsiniz.
Mutlaka görürsün.
Beğendiğin kitabı seçebilirsin.
Bunu Tom'a yapamazsınız.
Gidebilirsin.
Bana salatanızın tarifini verebilir misiniz?
Burada duş yapabilirsiniz.
İstediğiniz kadar çok yiyip içebilirsiniz.
Tom'a yardım etmek için bir şey yapabilir misin?
Zamanın akışını durduramazsınız.
Size yardım edeceğimizden emin olabilirsiniz.
- Pazartesi öğleden sonra bana yardım edebilir misin?
- Pazartesi öğleden sonra bana yardım edebilir misiniz?
O telefonu kullanabilirsiniz.
- Beni affeder misiniz?
- Beni affedebilir misin?
- Beni affedebilir misiniz?
Bana ne öğretebilirsin?
Daha hızlı gidebilir misin?
Tom'u görebiliyor musun?
- Her şeyi kontrol edemezsiniz.
- Her şeyi kontrol edemezsin.
- Bize güvenebilirsin.
- Bize güvenebilirsiniz.
İstersen gidebilirsin.
Daha yavaş konuşabilir misiniz?
İstediğin zaman beni arayabilirsin.
Sen burada yüzemezsin.
Onları suçlayamazsın.
Onu yapabilirsin, değil mi?
- Onu yapabilirsin!
- Onu yapabilirsiniz.
Bir İngiliz ile Amerikan'ı nasıl ayırt edersiniz?
İstediğin herhangi bir şey olabilirsin.
Şu anda biraz meşgulüz. Bir dakika bekleyebilir misiniz?
Böyle bir şeyi dünyanın başka neresinde görebilirsiniz?
Bana ne verebilirsin?
Susuz yaşayamazsın.
Sarah ve Marsha - Siz ikinizi hayal edebileceğinizden daha çok seviyorum.
Benimle oturamazsın.
İstediğiniz her yere gidebilirsiniz.
İstediğiniz herhangi bir yoldan gidebilirsin.
İstersen bizimle gelebilirsin.
- Bu sorunu çözebilir misin?
- Bu problemi çözebilir misin?
Beni durduramazsın.
Onu suçlayamazsın.
Onu suçlayamazsın.
Daha yavaş konuşabilir misiniz?
Söz vermiyorum ki cevap veririm, ama bana mesajlar gönderebilirsiniz.
Bunu oraya koyabilirsin.
İstasyona otobüsle gidebilirsiniz.
Bu sınav için bir sözlük kullanabilirsin.
- Yemekten sonra televizyon izleyebilirsiniz.
- Yemekten sonra televizyon izleyebilirsin.
- Akşam yemeğinden sonra televizyon izleyebilirsin.
Ona güvenemezsiniz.
Bu soruya cevap verebilir misin?
Farkı görebiliyor musun?
Bana güvenebileceğini bilmeni istiyorum.
Benim sözlüğümü kullanabilirsiniz.
Bu düğümü çözebilir misin?
Ona güvenebilirsiniz.
İstediğin her şeyi yiyebilirsin.