Examples of using "Levantar" in a sentence and their turkish translations:
Ayağa kalkabilir misin?
Bu taşı kaldırabilir misin?
Piyanoyu kaldıramazsın.
Hobim ağırlık kaldırmak.
Tom ağır halterleri kaldırabilir.
Bunu kaldırmama yardım eder misin?
- Tom, kalkar mısın?
- Tom, kalkacak mısın?
O, sesini yükseltmeye başladı.
Erken kalkmak istemedim.
Genellikle saat kaçta kalkarsın?
Kapağı kaldırmayı imkansız buldu.
Ben sağ kolumu kaldıramıyorum.
Ben de çuvalı kaldıramam.
Kalkacağım.
Henüz kalktım.
...karanlığın örtüsünü kaldırabiliyoruz.
Bu taşı kaldıramam.
Piyanoyu tek başına kaldıramazsın.
Krikoyu getir. Arabayı kaldıracağım.
Kutuyu kaldırmak için bütün gücüyle çabaladı.
İflasından sonra yeniden ayakları üzerinde duramadı.
Tom, Mary'nin valizini kaldıramadı.
Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.
Onu kaldırmak için yeterince güçlüdür.
Bu bir çadır kurmak için iyi bir yerdir.
Yarın sabah erken kalkmak zorundayız.
Az önce kalktım. Hazırlanmam için bana birkaç dakika ver.
Kutu o kadar ağırdı ki onu kaldıramadım.
O, kutuyu kaldırmaya çalıştı fakat bunu imkansız buldu.
Toplantıda konuşmak isterseniz elinizi kaldırmak zorundasınız.
Bir karınca kendi ağırlığının 50 kat fazlasını kaldırabilir.
Genellikle saat kaçta kalkarsın?
Yeni klimayı kaldırmak ve onu çatıya koymak için bir vinç kiraladık.
Parmaklarınızla kaldırırken altından hızlıca bir şey çıkması ihtimaline karşın dikkatli olun.
Tekrar inşa etmek ise çok daha zordur. Hayatında pişman olduğun bir şey var mı?
...bunların hepsi çok kısa sürede en ufak şüphe yaratmadan gerçekleştirildi.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.