Translation of "Paraba" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Paraba" in a sentence and their turkish translations:

No paraba de gritar.

Bağırmayı kesmedi.

Él no paraba de hablar.

O, konuşmayı kesmedi.

Ella no paraba de interrumpirme.

Sözümü kesmeyi bitirmiyordu.

Intentó consolarla, pero ella no paraba de llorar.

O, onu teselli etmeye çalıştı, ama o ağlamaya devam etti.

Ella no paraba de quejarse de que no quedaba dinero.

O sürekli olarak para kalmadığından şikayet ediyordu.

Era un tren muy lento. Se paraba en cada pequeña estación.

Çok yavaş bir trendi. Her küçük istasyonda durdu.

Y de vez en cuando se les paraba para una pequeña conversación

ve bazen, ayaküstü sohbetler için dururlardı.

Cuando era pequeña tenía una peonza, me encantaba hacerla girar y esperar a ver cuándo se paraba.

Küçükken topacım vardı. Çevirip durana kadar izlemeyi severdim.