Examples of using "Gritar" in a sentence and their turkish translations:
Ben bağırmak istedim.
Bağırmaktan vazgeç.
Bağırmayı durdurabilir misin?
Bağırmayı bırak.
Bağırmak istemiyorum.
Çığlık attığını duymak istiyorum.
Tom, Mary'nin bağırdığını duydu.
ve bağırıyor!
Birinin bağırdığını duydum.
O bağırmaya başladı.
Tom çığlık atacak.
Birinin bağırdığını duyduk.
O, onun çığlığını duydu.
Bağırmayı kesmedi.
Sonra da bir şeyleri haykırmaya başladım.
Tom Mary'nin çığlık attığını duydu.
Erkek çocuğu bağırmaya başladı.
Bir bağırma duydum.
Onun çok bağırmaktan sesi kısıldı.
Fazla bağırmaktan sesim kısıldı.
Bağırmayı kes, senden rica ediyorum.
Bağırmaktan sesleri kısıldı.
Korktum ve bağırmaya başladım.
Ben, kızın yardım için ağladığını duydum.
Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:
ya çaput bağlanır dilek dilenir
Uzayda hiç kimse senin çığlığını duyamaz.
Bağırmayı bırak.
Tom 15 yaşındaki bir kız gibi çığlık atmaya başladı.
O kadar kızgınım ki çığlık atmak ve her şeyi kırmak istiyorum!
Kimse aynı anda bağırıp düşünemez.
O onun bağırdığını duydu, bu yüzden onun yatak odasına koştu.
Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunda telefonu kapamak üzereydi.
Bağırmanıza gerek yok. Sizi duyabiliyorum.
İnsanı sessiz kalmaya zorlayan acı, onu bağırmaya zorlayan acıdan çok daha büyüktür.