Translation of "Conversación" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Conversación" in a sentence and their turkish translations:

"Esta conversación nunca ocurrió." - "¿Qué conversación?"

"Bu sohbet hiçbir zaman olmadı." - "Hangi sohbet?"

En una conversación.

bir sohbete ilham veren dünyalar.

Inicien una conversación.

Bir sohbet başlatın.

Grabé nuestra conversación.

Konuşmamızı kaydettim.

Cuarta: sigue la conversación.

Dört numara: Akışına bırakın.

Nuestra conversación se viralizó.

Gary ile benim aramdaki söyleşi viral oldu.

Mary interrumpió nuestra conversación.

Mary konuşmamıza karıştı.

Tuvimos una buena conversación.

Biz iyi bir sohbet ettik.

No interrumpas nuestra conversación.

Konuşmamızı kesme.

Mantuvimos una agradable conversación.

Güzel bir sohbet ettik.

- No tomé parte en la conversación.
- No participé en la conversación.

Konuşmaya katılmadım.

- El profesor enseña conversación en inglés.
- La profesora enseña conversación en inglés.

Profesör İngilizce konuşmayı öğretir.

Entramos a una conversación seria.

Ciddi bir konuşmaya girdik.

Dieron cabo a la conversación.

Onlar konuşmaya son verdiler.

Esta conversación está siendo grabada.

Bu konuşma kaydediliyor.

No participé en la conversación.

Bu konuşmada yer almadım.

Sus estornudos interrumpieron la conversación.

Konuşmamızı hapşırıkları böldü.

Se metió en nuestra conversación.

O, bizim konuşmamızı kesti.

No estaba siguiendo la conversación.

Ben sohbeti takip etmiyordum.

- Yo tuve una larga conversación con ella.
- Mantuve con ella una larga conversación.

Onunla uzun bir konuşmam oldu.

¿No te unes a nuestra conversación?

Konuşmamıza katılmaz mısın?

Perdí el hilo de la conversación.

Konuşmanın gidişini kaybettim.

Tom no quiso seguir la conversación.

Tom konuşmaya devam etmek istemedi.

Tuve una larga conversación con Tom.

Tom'la uzun bir görüşme yaptım.

Él no puede mantener una conversación.

Ben bir konuşma düzenleyemem.

¿Cuál es tema de conversación preferido?

En sevdiğin konuşma konusu hangisi?

La conversación derivó hacia otros temas.

Konuşma diğer konulara geçti.

No me acuerdo de esta conversación.

Bu konuşmamızı hatırlamıyorum.

Podremos disfrutar de una conversación íntima.

- Derin bir sohbetin keyfine varabileceğiz.
- Esaslı bir muhabbetin tadını çıkartabileceğiz.

En la que una conversación sobre internet

Avrupa'da internetle alakalı bir konuşma,

Con quienes normalmente evitarían una conversación política.

birisiyle iletişime geçmek için çaba gösterin.

Salió un tema nuevo en la conversación.

Konuşmada yeni bir konu gündeme geldi.

Su conversación la distrajo de su pesar.

Onun konuşması onu üzüntüsünden uzaklaştırdı.

Ella no tomó parte en nuestra conversación.

O, bizim konuşmamıza katılmadı.

Acababan de tener una conversación muy seria.

Az önce çok ciddi bir konuşma yaptılar.

La conversación de las chicas era interminable.

Kızların sohbetlerinin sonu yoktu.

Creo que deberíamos continuar esta conversación fuera.

- Bu konuşmaya dışarıda devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
- Sanırım bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
- Bence bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
- Bana kalırsa bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.

Esta conversación es una obra de arte.

Bu konuşma bir başyapıt.

Es básicamente una conversación sobre información y privacidad.

veri ve gizlilikle alakalı bir konuşma demek.

Porque la ambigüedad nos permite entablar una conversación.

çünkü anlam farklılığı diyalog kurmamızı sağlıyor.

¿Por qué no te unes a la conversación?

Neden sohbete katılmıyorsun?

¿Qué se puede preguntar para empezar una conversación?

Bir insan bir konuşmaya başlamak için ne sormalı?

No pude evitar escuchar tu conversación con Tom.

Tom'la konuşmanıza kulak misafiri olmaktan kendimi alamadım.

La señora de la limpieza interrumpió la conversación.

Temizlikçi kadın muhabbeti yarıda kesti.

Me gustaría continuar nuestra conversación sobre calentamiento global.

Küresel ısınmayla ilgili konuşmamızı takip etmek istiyorum.

Y es por eso que necesitamos mantener esta conversación.

Bu yüzden, bu konuşmayı yapmamız gerekiyor.

Me gustaría haber tenido una conversación con mi tío

Keşke amcamla da, Billy ile yaptığım gibi

Participan en cualquier conversación conozcan o no las palabras,

Sözcükleri bilseler de bilmeseler de, bizim geri durduğumuz,

Esto ayudará a crear una conversación y conciencia general

bu şimdi yapay zekânın ne olduğu,

Y sobre el final de la conversación, me dice:

Ve konuşmanın sonunda,

La conversación es lo más difícil en una democracia

Sohbet, demokrasi konseptindeki en zorlu şey

LA: Y tras nuestra conversación, me sorprendieron algunas cosas.

LA: Ve sohbetimizden sonra bazı şeyler beni şaşkınlığa uğrattı.

- Ella destaca en conversación inglesa.
- Ella habla bien inglés.

O, İngilizce konuşmada iyidir.

Estuve toda la semana solo, y anhelaba una conversación.

Ben bütün haftayı yalnız geçirdim ve ben konuşmayı özledim.

¿Tener una conversación común y corriente con mis vecinos?

Komşularımla sıradan muhabbet mi edeceğim?

Y, a través de una conversación con un niño esclavo,

ve bir köle oğlanla konuşma şeklinde,

Siete semanas después, podía mantener una conversación en ese idioma,

Yedi hafta sonra, o dilde sağlam bir diyalog kurabiliyordum

Y por último, recuerden terminar la conversación de manera positiva

Ve son olarak da sohbeti olumlu bir şekilde sonlandırın

Esperamos que sus charlas generen una conversación emocionante entre Uds.

Biz, onların konuşmalarının, aranızda heyecan verici sohbetleri ateşlemesini ümit ediyoruz.

Pero aquel día, al final de la conversación del primer día,

O uzun zaman sonra gerçekleşen ilk görüşmemizin sonuna doğru

Ellos y yo sabíamos cómo cambiar rápidamente de tema de conversación.

Ya onlar ya da ben lafı hızlıca başka konulara getiriyorduk.

Cuando conoces por primera vez a alguien, mantén una conversación amena.

Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.

Y ese riesgo sube a lo largo que la conversación continua.

Ve konuşmanız uzadıkça yükselmeye devam eder.

Y de vez en cuando se les paraba para una pequeña conversación

ve bazen, ayaküstü sohbetler için dururlardı.

Y eso es lo que podemos hacer mediante nuestra conversación con ellos.

Ve onlarla konuşmak ile yapabileceğimiz şey bu.

Cualquier conversación sobre la derrota de Napoleón a finales de febrero era prematura.

Napolyon'un yenilgisinin Şubat ayı sonlarında herhangi bir konuşması vaktinden önce geldi.

¿Sabes que la conversación es uno de los grandes placeres de la vida?

- Sohbetin hayattaki en büyük zevklerinden biri olduğunu biliyor musun?
- Cinsel ilişkinin hayattaki en büyük zevklerinden biri olduğunu biliyor musun?

Él tiene la costumbre de asentir con la cabeza cuando escucha una conversación.

Bir konuşma dinlerken başını sallama alışkanlığı vardır.

Solo quisiera tener una conversación rápida con Tom antes de que nos vayamos.

Ben sadece biz gitmeden önce Tom'la hızlı bir görüşme yapmak istiyorum.

Después de un par de minutos empecé a perder interés en la conversación.

Birkaç dakika sonra, konuşmaya olan ilgimi kaybetmeye başladım.

Desde el punto de vista de TED, esto solo es el inicio de la conversación.

bence bu TED'in bakış açısından sohbetin sadece başlangıcı.

La conversación sobre la contraseña de Da Vinci, que todavía está sujeta a bromas hoy, salió con un trabajo que hizo en ese momento.

Bugün hala daha esprilere konu olan Da Vinci'nin şifresi muhabbeti o dönemlerde yaptığı bir eserle ortaya çıktı

- Es difícil mantener una conversación con alguien que sólo dice "sí" y "no".
- Es difícil conversar con alguien que sólo dice "sí" y "no".

Sadece "evet" ve "hayır" diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.