Translation of "Ofrece" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Ofrece" in a sentence and their turkish translations:

ofrece la aplicación

:

Nadie se ofrece voluntario.

Hiç kimse gönüllü olmuyor.

Tom se ofrece a ayudar.

Tom yardım etmeye gönüllü.

Pero esta ciudad ofrece una alternativa sorprendente.

Ama bu şehir sürpriz bir alternatif sunuyor.

Porque ofrece el conocimiento para resolver el problema.

çünkü beraberinde problemi çözmek için içgörü getirir.

Y claro, la tecnología ofrece esa tentadora promesa

Tabii ki teknoloji, temas takibi yoluyla

El futuro ofrece esperanza y oportunidades para todos.

Gelecek herkese umut ve fırsat sunuyor.

Y mantenerme abierta a lo que el universo ofrece,

ve bana sunacaklarına karşılık kendimi açık tutmaktır.

La escuela ofrece cursos de inglés, francés y español.

Bu okul İngilizce, Fransızca ve İspanyolca kursları sunmaktadır.

El cine ofrece descuentos todos los lunes y miércoles.

Sinema salonları her pazartesi ve çarşamba indirim yaparlar.

Porque el streaming en directo ofrece una sensación de interactividad.

Çünkü canlı yayın aynı türden bir etkileşim hissi sunuyor.

Sin los incentivos que usted ofrece para que actúen honestamente.

teşvik devreye sokmadığınız takdirde onlar için sadece 75 sent değerindedir.

Exhausta, la infantería enemiga apenas ofrece resistencia, y es rápidamente abrumada.

Yorgun, düşman piyade zar zor kavga etti ve çabucak bunaldılar.

A veces, el mar ofrece un espectáculo muy especial. Mareas luminosas.

Deniz bazen çok özel bir gösteri sahneye koyar. Işıltılı gelgitler.

El denso pantano sin fin casi no ofrece áreas secas para descansar.

Sonsuz yoğun bataklık arazi neredeyse dinlenmek için hiç kuru alan barındırmıyor.

Y ocultar el hecho de que mi truco no ofrece interés intelectual alguno.

yoksun olduğunu gizlemek için ucuz bir görsel numarayla başlayacağım.

ofrece el ambiente perfecto para que los animales vuelvan a sus hábitos salvajes.

hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

Nuestra escuela ofrece el curso de preparación para el examen internacional de acupuntura.

Okulumuzda, uluslararası akupunktur sınavı için hazırlık kursu veriliyor.

La naturaleza es el único libro que ofrece un gran contenido en cada hoja.

Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.

- La lengua internacional le ofrece una enorme utilidad a la humanidad.
- Una lengua internacional sería de enorme utilidad para la humanidad.

Uluslararası bir dil insanlık için oldukça kullanışlı olurdu.