Translation of "Irán" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Irán" in a sentence and their turkish translations:

- Estuve en Irán.
- Estaba en Irán.

Ben İran'daydım.

Irán de compras.

Alışverişe gidecekler.

Fui a Irán.

İran'a gittim.

Ellos irán al hospital.

Onlar hastaneye gidecek.

Irán no es Iraq.

İran Irak değildir.

Ellos irán allá conmigo.

Onlar oraya benimle gidecekler.

Tom y Mary irán conmigo.

Tom ve Mary benimle gidecek.

¿Cómo es el clima en Irán?

İran'da hava nasıl?

¿Cuánto me irán a durar 100 dólares?

Yüz dolar bana ne kadar dayanır?

Algunas personas se irán y causarán problemas.

Bazı insanlar ayrılacak ve sorunları.

Irán planea mandar un mono al espacio.

İran uzaya maymun göndermeyi planlıyor.

¿A dónde irán de vacaciones?" "A Islandia."

"Tatile nereye gidecekler?" "İzlanda'ya."

Muchos de mis amigos irán allá esta noche.

Arkadaşlarımın çoğu bu gece oraya gidiyor.

- Irán en coche a Londres.
- Conducirán hasta Londres.

Onlar Londra'ya gidecekler.

Irán le declaró la guerra a Estados Unidos.

İran ABD'ye karşı savaş ilan etti.

Tom no sabe la diferencia entre Irak e Irán.

Tom, Irak ve İran arasındaki farkı bilmiyor.

Irán se resiste a la liberación de la mujer americana.

- İran, Amerikalı kadının serbest bırakılmasını engelliyor.
- İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.

Irán moldeando cada vez más el destino y las alianzas en Europa.

Avrupa'da kaderleri ve ittifak olmayı nasıl giderek şekillendireceği.

En los meses siguientes a la elección presidencial del 2009 en Irán,

2009 yılında İran'da gerçekleşen başkanlık seçimlerini takip eden aylarda,

A veces esto significaba apuntalar simpáticos dictadores como en Irán, otras veces

Bazen İran'da olduğu gibi kendisine yakın diktatörler yerleştirdi

Mañana por la noche todos irán a clase a la universidad de Pekín.

Onların hepsi yarın akşam derse katılmak için Pekin Üniversitesine gidecekler.

Cinco por ciento, luego Irán y Canadá en aproximadamente uno en setenta y uno

izliyor. Yüzde yetmiş beş , ardından İran ve Kanada yüzde yetmiş bir

Pero Jomeini reclamó su revolución popular convirtió a Irán en el estado musulmán legítimo.

Humeyni'ye göre ise ancak İran gibi halk desteğine sahip bir ülke, İslam dünyasının gerçek temcilcisi olabilirdi.

En septiembre de 1980, Iraq, bajo la regla de dictador Saddam Hussein, invadió Irán.

Eylül 1980'de Saddam Hüseyin diktatörlüğündeki Irak, İran'ı işgal etti.

Idea de placer en los círculos chiítas, especialmente en Irán, que no es lo que

Mısır toplumunun istikrarını tehdit ediyor , ancak en büyük korku, geçici evliliğin

Desde el siglo XVIII, Irán había sido invadido por los rusos y británicos dos veces.

18. Yüzyıldan bugüne kadar Ruslar ve Britanyalılar tarafından iki kez istila edilmiştir.

Afganistán e Irán cambiaron sus himnos nacionales varias veces en el transcurso del siglo XX.

Afganistan ve İran her ikisi de milli marşlarını 20.yüzyıl boyunca birkaç kez değiştirmişti.

Irak fue de repente una guerra de poder con Arabia Saudita e Irán apoyando a lados opuestos.

Böylelikle Irak, Suudi Arabistan ve İran destekli karşıt grupların vekalet savaşlarına ev sahipliği yapmaya başladı.