Translation of "Guerras" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Guerras" in a sentence and their turkish translations:

Olvidamos las guerras

Savaşları unuttuk

Cuando estallaron las Guerras Revolucionarias Francesas,

Fransız Devrim Savaşları patlak verdiğinde

Muchas de nuestras primeras guerras fueron religiosas.

ve ilk savaşlarımızın çoğu dinseldi.

Las principales víctimas de las guerras civiles:

Tüm iç savaşların ilk kurbanları

Pero hace 30 años había 23 guerras,

30 yıl önce ise 23 savaş vardı,

Hasta las guerras mundiales y más allá.

.

Siempre ha habido guerras y siempre habrá.

Her zaman savaş vardı ve her zaman olacaktır.

¿Por qué sigue habiendo guerras en el mundo?

Dünya'da neden savaşlar olmaya devam ediyor?

Sin guerras, el mundo sería un mejor lugar.

Savaşsız, dünya daha iyi bir yer olurdu.

Llevan las cicatrices y las evidencias de guerras, migraciones,

Savaş, göç, ekonomik çalkantı

Durante el año pasado hubo 12 guerras en curso,

Geçen yıl dünyada 12 süregelen savaş,

Los turcos tienen la característica de no registrar guerras

Türklerin yaptığı savaşları kayıt etmeme gibi bir özelliği var

Podríamos aprender nuestras viejas guerras de fuentes chinas y rusas

eski savaşlarımızı Çin ve Rus kaynaklarından öğrenebiliyorduk

Tom cree que vendrá el día en que no habrá más guerras.

Tom savaşların hiç olmayacağı günün geleceğine inanıyor.

Pero el hombre también cuenta sobre las guerras e historias de los estadounidenses.

Fakat adam bir de üzerine Amerikanın gireceği savaşları ve tarihlerini de söylüyor

Tasas muchísimo más altas de muertes en el trabajo, en las guerras, en crímenes;

çok daha yüksek iş kazası ölümleri savaş ölümleri, suç kaynaklı ölüm,

Durante estas guerras, un capitán veneciano llamado Marco Polo fue tomado prisionero, y usó

Bu savaşlarda Venedikli kaptan Marco Polo esir alınmıştı ve

Las guerras no traen paz; al contrario, traen dolor y tristeza a ambos bandos.

Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.

Y una de las cosas que podemos hacer para frenar las guerras y tener paz

Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de

Europa estaba a punto de ser testigo del día más sangriento de las Guerras Napoleónicas.

Avrupa en kanlılara tanıklık etmek üzereydi Napolyon Savaşları günü savaşı.

Me siento muy triste cuando pienso en toda la gente que muere en las guerras.

Savaşlarda ölen tüm insanları düşündüğümde üzülüyorum.

La relación entre el Islam y Occidente incluye siglos de coexistencia y cooperación, pero también conflictos y guerras religiosas.

İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir.

Se convirtió en un sargento fuerte y capaz, y en el período previo a las Guerras Revolucionarias, se unió a

Sert, yetenekli bir çavuş oldu ve Devrim Savaşları'nın oluşumunda yeni bir