Translation of "Comunidad" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Comunidad" in a sentence and their turkish translations:

La comunidad está prosperando.

Oranın halkı büyük gelişme kaydediyor.

Amigos, vecinos, familiares, mi comunidad:

Arkadaşlar, komşular, aile ve topluluğumun

Especialmente en mi comunidad blanca.

özellikle benim beyaz toplumumda.

Necesitamos estar en esa comunidad.

O toplulukta olmaya ihtiyacımız var.

Incluso los fascistas buscan comunidad,

Faşistler bile topluluk arayışında,

Doce músicos formaron una comunidad.

On iki müzisyen bir topluluk oluşturdu.

Eran los curanderos de la comunidad,

Bitkilerde ve ilahi irfanda uzmanlaşmış

Si quedan bien con la comunidad,

topluluğunuza hak ettiğini,

Y una comunidad que los apoyará.

ve sizi destekleyen bir halk olur.

Son la pertenencia y la comunidad.

aitlik ve topluluk olgusu var.

Y ser parte de esta comunidad?

paylaşmak istediği bir şey var mı?

Había una comunidad en la antigüedad

çok eski zamanlarda bir topluluk vardı

Esa comunidad dominante eran los turcos

işte o baskın yapılan topluluk Türklerdi

Esa comunidad desaparece por sí sola

o topluluk kendiliğinden yok olur

Me ayudó a construir apoyo y comunidad

Bu bana aynısını diğerlerine yapmak üzere

Y comencé a trabajar con mi comunidad

ve deprem sonrası bu korkunç dönemi atlatmalarında onlara yardım etmek için

Para finalmente construir la comunidad que anhelamos

inşa edebilmek için bizler doğru seçimi yapabiliriz.

WPR: Tenemos algunas preguntas de nuestra comunidad,

WPR: Halkımızdan gelen bazı sorular var

Una comunidad particular que maneja ese recurso;

o kaynağı idare eden belli bir topluluk

Cohh: Esta es mi comunidad: la "Cohhilition".

Cohh: İşte bu benim topluluğum; bunun adı Cohhilition.

Todo tipo de servicios para la comunidad,

klinik ve hastane benzeri

Tom es un activista en su comunidad.

Tom toplumunda bir eylemcidir.

Las hormigas tienen una comunidad bien organizada.

Karıncalar iyi organize edilmiş bir topluma sahiptir.

Comenzamos a pensar que esa comunidad completa

Bütün halkın veya etnik gurubun

Tom forma parte de la comunidad LGBTQ+.

Tom, LGBTQ+ topluluğunun bir parçası.

Y Uds. también pueden hacerlo en su comunidad.

Bunu siz de kendi topluluğunuzda yapabilirsiniz.

Y el enemigo es la comunidad de color.

Düşmanları ise siyahi insanlar.

Debemos perseguir estos objetivos como una comunidad global.

Bu hedeflerin peşinden global bir topluluk olarak gitmeliyiz.

La comunidad se beneficiará de la nueva actividad.

Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır.

La inundación ocasionó un desastre en su comunidad.

Sel onların toplumunda bir felakete neden oldu.

Lo que has aprendido de tu comunidad en Twitch?

Twitch'deki topluluğun hakkında öğrendiklerini paylaşabilir misin?

Desarrollaron una aplicación para ayudar a toda la comunidad.

tüm topluluğa yararlı yeni bir uygulama geliştirdiler.

El nuevo manual del antidirector nos habla sobre la comunidad.

Anti CEO kitabının temelinde topluluk var.

Yo dije: "En ese caso, comenzar con una comunidad creyente

Dedim ki; "Öyleyse bir inananlar grubuyla başlamak

... o de personas de nuestra comunidad que puedan necesitar ayuda?

ya da topluluğumuzda yardıma ihtiyaç duyan insanlara?

Con la ayuda de muchos voluntarios y líderes de la comunidad,

Topluluğumdaki pek çok gönüllünün ve önderin yardımlarıyla

Para mostrar el rol esencial de la comunidad en la educación.

temelinin eğitim olduğunu öğretmesiyle güçlü bir araç olabiliyor.

Y donde la comunidad debe tener un mayor grado de responsabilidad,

ve toplumun, daha derin bir sorumluluk seviyesine gelinmesine,

Buscan vivir en comunidad en las ramas, lejos de los depredadores.

Bir topluluk hâlinde ağaçlarda ve avcılardan uzakta yaşarlar.

Ayuda a la corte a restablecer su relación con la comunidad,

Mahkeme, kişinin toplumla ilişkisini yenilemesine yarar.

La ciudad en la cual viven tiene una gran comunidad hispanohablante.

Onların yaşadığı şehrin büyük bir İspanyolca konuşan topluluğu var.

Sami creció en una pequeña comunidad musulmana en Europa del Este.

Sami Doğu Avrupa'daki küçük bir Müslüman toplulukta büyüdü.

Como maestra, sé que mi papel es crear lazos en la comunidad.

Bir öğretmen olarak görüyorsunuz, ben toplum inşası adına görevimi biliyorum.

Y como podemos ver, reconstruye que había algo como una comunidad cultista.

Görüyoruz ki bunu tekrar bir araya getirince kült takipçisi gibi bir toplum vardı.

Fue un espacio de negocios y punto de encuentro para la comunidad.

iş için, topluluk toplantıları vs. oldu,

Para mí, el amor de la comunidad es más importante que el dinero.

Benim için toplumun sevgisi paradan daha önemlidir.

Estas son las deudas no pagadas que se le deben a la comunidad negra

Bunlar çalıntı iş gücü için, siyahi topluma borçlu olunan

Eres consciente ahora? mucha gente en la comunidad está sosteniendo este plato ahora mismo

şimdi farkında mısınız? şu anda toplumda bir çok insan buna çanak tutuyor

Que eres lo que Jozo y porque el pasaporte de la comunidad de Anto experimentará la malla

iş hesabı ve pasaport bir topluluk deneyimi olduğu için Anto mesh

Si eres miembro de una comunidad primitiva y quieres producir, por ejemplo, comida, hay dos cosas que debes hacer.

Eğer ilkel bir topluluğun bir üyesi isen ve üretmek istersen, örneğin, yiyecek,yapman gereken iki şey vardır.

Queremos llevar los útiles lingüísticos al siguiente nivel. Queremos ver evolución en el marco del aprendizaje de lenguas. Y eso no puede conseguirse sin recursos lingüísticos libres, que no se pueden construir sin una comunidad, que a su vez no puede contribuir sin plataformas eficientes.

Biz dil araçlarını bir sonraki seviyeye getirmek istiyoruz.Biz dil öğrenme manzarasında yenilik görmek istiyoruz.Ve bu, bir topluluk olmadan inşa edilemeyen verimli platformlar olmadan katkıda bulunamayan açık dil kaynakları olmadan olamaz.

El 26 de septiembre es el Día Europeo del Lenguaje. El Consejo de Europa quiere agudizar la atención en el patrimonio multilingüe de Europa, promover el desarrollo del multilingüismo y alentar a los ciudadanos a aprender idiomas. Tatoeba, como un medio para el aprendizaje de fácil acceso y como una comunidad activa, promueve un método muy práctico para el estudio y la apreciación de las lenguas.

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.