Examples of using "Incluso" in a sentence and their turkish translations:
orada bile
Tom bile onu biliyor.
ve hatta burada bile.
ve hatta Alzheimer riskinizin artması
Durun daha bitmedi.
bunu yaparken bile
şimdi bile şiir besteledi .
Tom bile gülümsedi.
Ayrıca beni kabul de edeceklerdir.
Tom bile yalan söyledi.
Hatta daha küçük hissettim.
hatta finansal işlemler.
ve hatta hayat kurtarabilir.
hatta yeni endüstrilerin doğduğu yerdir.
hatta en büyüğü
en iyi kurumlardan biri de olsa,
- Ben pazar günü bile çalışırım.
- Pazartesi günleri dahil çalışıyorum.
Tom bile onu biliyor.
Dan bile şaşırmıştı.
Müzik bile dinlemişler.
Tom bile şaşırmıştı.
Bu, haftalar hatta aylar sürebilir.
- Ben pazar günü bile çalışırım.
- Pazar günü bile çalışırım.
bu bazen günde birkaç kez olurdu.
Saldırganların dahi duyguları karışık.
bakmamız yeterli olur.
hatta gerçek vücut çeşitliliğini destekleyen,
Faşistler bile topluluk arayışında,
Ağırlığım bile süper ölçülmüş olabilir.
hatta en zorlu rakiplerimle bile.
Hatta var olmayabilirsiniz."
hala şimdi ki düzende bile
karısı ve kızı bile
hayvanların bile sayılıp
Hatta bazen silahlanıyorlar bile.
En küçük hayvanları bile.
Yağmur yağsa bile, başlayacağım.
Belediye başkanı bile dioksin soluyor.
Yunanistan'da bile sivrisinekler var.
"Herkes davet edildi." "Tom bile mi?"
Keçilerin bile sakalı var.
Çocuklar bile onu anlayabilir.
Tom'u bile güldürmüştüm.
Bir çocuk bile ona cevap verebilir.
Bir bebek bile anlardı.
Tom'un bile şüpheleri var.
Bu şimdi bile mümkün olmazdı.
Paranoyakların bile düşmanları vardır.
Tarafsızlık bile taraflıdır.
Tom benim teklifimi düşünmeyi bile reddetti.
Hatta gerçek insanlara konser verdik.
Hatta geliştirdiğim müfredat var,
hatta kararlaştırılmış bir ada bile sahip olmasa da
ve hatta devin kendisi hakkında bile.
babası onu dövüyordu.
hatta yeni bir sporda mükemmelleşmeye çalışıyor olun,
Hatta belki sağlık lensiyle bakmalıyız.
ışığı toplayan holografiyi de anlıyorum.
Mükemmel olmasa bile
Üç farklı gezginimizi görüyorsunuz burada.
hatta bazen açıkça yapıyorum.
Bu soru işe yaramadığında bile işe yarıyor.
Bunu başarsak dahi yine de çözümleri gözden geçirmemiz lazım.
onları doğal ortamında rahatsız edici davranışlara bile
Günümüzde dahi hala daha bu uygulamalar var
Ki biz bugün dahi inanmakta güçlük çekiyoruz
hatta en güzeli bu
kadınlara özel gazete bile basabilmişlerdi aslında
Hatta sinir bozucu. Bir çok kişinin sinirleri bozuldu.
O bile sigara içmeyi bıraktı.
Ben bile ona inanamıyorum.
O, yorgun olsa bile gelecektir.
Pazar bile çalışmak zorundaydı.
Onu rüyalarımda bile görüyorum.
Onu rüyalarımda bile görüyorum.
Hatta bu sözler bir gün ortadan kaybolacaktır.
Aslında, o bile onu seviyordu.
hatta bazen şiddete sebep oluyor.
Hatta bazıları onu ihanetle suçladı.
Doğru olsa bile çok az fark eder.
Tom ve Mary bile şaşırmıştı.
Bazen insanların neler dediğini de
Gerçeğin hoş olması, işine gelmesi veya gelmemesinden bağımsız.
üzüntü, hayal kırıklığı ve hatta depresyon hissedersin.
Restorana gitmek veya günlük alışveriş yapmak gibi
uluslararası sınırları aşmadıklarında bile.
Hatta Hollywood filmlerini.
Bağnazları mı? Onları bile koruyacağım."
harika espriler yapıyor ve çok güzel sorular soruyordu.
hatta bazıları eyalette en kötüsü olduğunu söylerler.
her şey hazırdı bavulunu bile teslim etmişti
hatta ve hatta dile bile getirilmemesini isteyen kesim
bu ses İstanbul'dan bile duyulmuştu
Bizde o dönemde ise tek başına bile gidebiliyordu
Gıpta ile baktığımız Avrupa'nın hatta Amerika'nın
Hatta çırağı ustasını geçtiği için
Korkarım ki daha kötü haberler de var.
Yağmur yağsa bile oyun oynanacak.
Hatta o, karısından daha yaşlıdır.