Translation of "Quedan" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Quedan" in a sentence and their turkish translations:

- No te quedan excusas.
- No os quedan excusas.
- No le quedan excusas.
- No les quedan excusas.

- Mazeretlerin tükendi.
- Başka bahanen kalmadı.

- Todavía quedan más opciones.
- Todavía quedan otras opciones.

Diğer seçenekler kalır.

¿Cuántos sándwiches quedan?

Kaç tane sandviç kaldı?

No quedan entradas.

Bilet kalmadı.

- Solo me quedan tres dólares.
- Me quedan tres dólares sueltos.

Sadece üç dolarım kaldı.

¿Quedan entradas para hoy?

Bugün için bilet kaldı mı?

A menudo se quedan estancados.

aynı yerde takılır kalırsın.

Te quedan opciones realmente difíciles:

çok zor seçimler yapmak zorundasınız:

Estas monedas se quedan ahí

Bu paralar orada bir kalsın

Ya no nos quedan papas.

Artık hiç patatesimiz yok.

¿Cuántos días quedan para Navidad?

Noel'e kadar daha kaç gün var?

Lo siento, no me quedan.

Üzgünüm, bende hiç kalmadı.

¿Cuántos libros de aritmética quedan?

Kaç tane aritmetik kitabı kaldı?

¿Qué zapatos le quedan bien?

Hangi ayakkabılar iyi uyar?

Estos pantalones me quedan bien.

Bu pantolon bana iyi oldu.

Muchos animales  quedan atrapados en esto.

Bu hayvanların da yakalandıkları bir şey.

Muchos animales quedan atrapados en esto.

Bu hayvanların da yakalandıkları bir şey.

Si quedan bien con tu gente,

İnsanlarınıza hak ettiğini,

Si quedan bien con la comunidad,

topluluğunuza hak ettiğini,

Si quedan bien con su producto,

ürünlerinize hak ettiğini verirseniz

Te quedan diez segundos de vida.

On saniye ömrün kaldı.

Nos quedan menos de dos horas.

İki saatten daha az zamanımız var.

Todavía quedan 50 kilómetros hasta París.

Paris'e elli kilometre uzakta bulunuyor.

A nosotros tampoco nos quedan huevos.

Bizde de hiç yumurta kalmadı.

Y muchos quedan abandonados en el camino.

Çok fazla kişi geride bırakılıyor.

- ¿Le queda algún boleto?
- ¿Le quedan entradas?

Hiç artan biletin var mı?

Me quedan otras dos cartas por escribir.

Yazacak iki mektubum daha var.

Las heridas se curan, las cicatrices quedan.

Yaralar iyileşir, izleri kalır.

Solo quedan unos tres días para Navidad.

Noel'e kadar sadece üç gün var.

Normalmente, ellos no se quedan por mucho.

Onlar genellikle uzun kalmadı.

- ¿Hay lobos por aquí todavía?
- ¿Quedan aún lobos por esta zona?
- ¿Quedan todavía lobos por los alrededores?

Burada hâlâ kurtlar var mı?

- He engordado y estos pantalones me quedan muy justos.
- He engordado y estos pantalones me quedan muy apretados.

Ben kilo aldım ve bu pantolon oldukça dar.

Y quedan varados aquí, están en muchos problemas.

burada mahsur kalırsanız, başınız büyük belada demektir.

Estas aldeas rurales se quedan con solo ancianos,

kırsal kesimlerde sadece kendilerini sefil yoksulluktan

Ahora quedan 20000 familias indigentes, 0,5 por ciento.

Şimdi muhtaç durumda 20.000 aile kaldı, yani oran %0,5.

Si no, se quedan sin un apoyo fundamental.

Aksi durumda, en temel destekten mahrum kalırlar.

A Tom le quedan tres meses para graduarse.

Tom'un mezun olmasına üç ayı var.

Dicen que quieren decidir si quedan embarazadas y cuándo,

ve ne zaman gebe kalmak istediğine karar vermek istiyor

Uno llega allí y ve que aún quedan kilómetros.

Bunu aştıktan sonra, hâlâ kilometrelerce uzakta olduğunu fark ediyorsunuz.

Cuando descubre que le quedan 6 meses de vida

e birde 6 aylık ömrü kaldığını öğrenince

Los detalles del acuerdo quedan establecidos en el contrato.

Anlaşmanın ayrıntıları sözleşmede belirtilir.

Estas gafas no me quedan bien. Son demasiado grandes.

Bu gözlükler bana iyi uymuyor, onlar çok büyük.

Esos pantalones quedan un tanto apretados en la cintura.

Bu pantolon belde biraz çok dar.

Quedan sólo unos cuantos días antes del fin de año.

Yılın sonundan önce sadece birkaç gün var.

¿Por qué no se quedan tu y Tom con nosotros?

Neden sen ve Tom bizimle kalmıyorsunuz?

Me pregunto por qué las mujeres no se quedan calvas.

Kadınların neden kel olmadıklarını merak ediyorum.

Los dulces tradicionales japoneses quedan realmente bien con té japonés.

Geleneksel Japon tatlıları gerçekten Japon çayı ile iyi gider.

Esas mismas neuronas ya no se necesitan y se quedan inactivas.

aynı nöronlara ihtiyaç duyulmaz bu yüzden sessiz kalırlar.

Todavía nos quedan por andar otras diez millas antes del anochecer.

- Gün batımına kadar yürüyenecek on milimiz daha var.
- Gün batımından önce yürümemiz gereken on milimiz daha var.

- Esos lentes te quedan bien.
- Esos lentes se te ven bien.

Şu gözlükler size uyar.

¿Cuántos días nos quedan para que empiecen las vacaciones de verano?

Yaz tatili başlayana kadar kaç günümüz kaldı?

Muchos niños se quedan después de clase para hacer actividades extraescolares.

Birçok çocuk, okuldan sonra kulüp etkinlikleri için kalır.

De las palabras que quedan en la lista, cinco son sustantivos.

Listede kalan kelimelerin beşi isim.

Cuando no reaccionan ante lo que quieren, se quedan fuera de juego.

İsteklerine göre davranmadığında kendini oyunun dışına atarsın.

Aún me quedan 100 m. No hay modo de que lo logre.

Hâlâ yüz metrelik mesafe var. Bunu yapmamın imkânı yok.

Los conservacionistas redoblan esfuerzos para rescatar a los rinocerontes salvajes que quedan.

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

A usted le quedan cuatro días más antes de llegar a Moscú.

Moskova'ya ulaşmadan önce dört günlük daha seyahatiniz kaldı.

No me quedan palabras en absoluto. ¿Hace falta que diga algo más?

Tam anlamıyla söyleyecek bir söz bulamıyorum. Daha bir şey dememe gerek var mı?

- Estás bajo arresto.
- Estás detenido.
- Quedas detenido.
- Queda detenido.
- Quedan detenidos.
- Estáis detenidos.

- Sen tutuklusun.
- Sen tutuklusun!

Algunas cookies quedan almacenadas en el disco rígido del usuario por tiempo indefinido.

Bazı cookie'ler kullanıcıların sabit disklerinde süresiz olarak kaydedilir.

- Estamos sin balas.
- Ya no nos quedan balas.
- No nos queda ninguna bala.

- Mermimiz bitti.
- Fişeğimiz kalmadı.

- Estos zapatos no se ajustan a mi pie.
- Estos zapatos no me quedan.

Bu ayakkabılar ayaklarıma uymaz.

- ¿Por qué no te quedas un ratito?
- ¿Por qué no se quedan un ratito?

Niçin bir süre kalmıyorsun?

¿Sabías que los hombres que toman regularmente la píldora anticonceptiva no se quedan embarazados?

Sürekli olarak doğum kontrol hapı alan insanların hamile kalmayacaklarını biliyor muydunuz?

- Esta corbata conjunta con aquella chaqueta.
- Esta corbata y esa chaqueta quedan bien juntas.

Bu kravat ve o ceket birlikte iyi gider.

- Faltan tres días para Navidad.
- No quedan más que tres días para la Navidad.

Noel'e kadar üç gün kaldı.

Si el médico te dijera que solo te quedan seis meses de vida, ¿qué intentarías hacer en ese tiempo?

Doktor "6 ay ömrün kaldı" dese o sürede neler yapmaya çalışırsın?

Por eso Tatoeba es multilingüe. Pero no esa clase de multilingüe, no del tipo en el que las lenguas están simplemente emparejadas, y donde algunos pares se quedan atrás.

Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.

No importa qué instrumento musical quieras aprender a tocar, lo más importante es que, desde el principio, no cometas errores, porque los errores se quedan grabados en tu mente con mucha más facilidad que cualquier cosa que hagas correctamente.

Hangi müzik aletini çalmayı öğrenmek istersen iste, en önemli şey başlangıçtan beri hiç hata yapmamaktır, çünkü hatalar doğru yaptığın şeylerden daha kolay akla yerleşir.