Examples of using "Carnet" in a sentence and their turkish translations:
Öğrenci kimliğini getir.
Ehliyetinizi görebilir miyim?
- O kadının sürücü ehliyeti yok.
- O kadının sürücü belgesi yok.
Bu ay nüfus cüzdanımı, pasaportumu ve sürücü ehliyetimi yenilemeliyim.
Ehliyet almak için halen çok küçüksün..
Bir araba sürmek için, bir ehliyete ihtiyacın var.
Bu benim kimlik kartım.
Ehliyetine bakmama izin ver.
Ehliyetinizi görebilir miyim, lütfen?
Ehliyet almak için yeterince yaşlı değilim.
O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.
On sekiz yaşına girdikten sonra sürücü belgesi alabilirsin.
Mademki on sekiz yaşındasın, ehliyet alabilirsin.