Translation of "Identidad" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Identidad" in a sentence and their turkish translations:

Finalmente, identidad.

Sonuncusu, kimlik.

Perdí mi identidad.

Kimliğimi kaybettim.

- Él no reveló su identidad.
- No reveló su identidad.

O, kendi kimliğini açıklamadı.

La identidad que ha perdido su identidad y la moral que ha perdido su identidad

kimliğini kaybetmiş benliğini kaybetmiş ahlakını ise hiç

Es la identidad nacional:

çatışması yaşıyorum:

Mi identidad es mi superpoder.

Kimliğim, benim süper gücüm.

¿Tiene usted documentos de identidad?

Kimliğiniz var mı?

Mark Pollock: Finalmente, reconstruí mi identidad,

Mark Pollock: Aslında, kimliğimi yeniden kurmayı başardım.

De esta manera, la identidad cultural

Bu yolla, kültürel kimlik

Me desperté con una identidad totalmente nueva.

ve tamamen yeni bir kimlikle uyanıyorum.

Podemos voltear la identidad con mejores historias.

Kimliği daha iyi hikayelere dönüştürebiliriz.

El criminal tuvo que ocultar su identidad.

Suçlu kimliğini gizlemek zorunda kaldı.

Tom mantiene en secreto su verdadera identidad.

Tom gerçek kimliğini gizli tuttu.

Tengo que renovarme el carné de identidad.

Kimliğimi yenilemem gerekiyor.

Tanto en su identidad como en su población.

tetiği çekenlere destek oldular.

Debemos dejar de considerar al género como una identidad.

Cinsiyeti bir kimlik olarak düşünmeyi bırakmalıyız.

Había intentado ocultar su identidad por todos los medios.

kimliğini gizlemek için olağanüstü önlemler almıştı.

Tom llevaba puesto una máscara para ocultar su identidad.

Tom kimliğini gizlemek için bir maske takıyordu.

Ese no es el único logo con una identidad compartida.

Paylaşılan kimliğe sahip tek logo bu değil.

No podemos vivir con identidades falsas o sin una identidad.

sahte kimlikler altında veya kimlikler olmadan yaşayamayız.

Y mi identidad triunfa sobre la verdad en cualquier momento.

ve kimliğim her an gerçekten baskın çıkar.

- Éste es mi carnet de identidad.
- Este es mi DNI.

Bu benim kimlik kartım.

Esta forma tan cruda y amarga de política de identidad blanca.

ya da en azından kabul edeceğini keşfetmem.

Cuando encontré mi verdadera identidad, mi vida empezó a tener sentido.

Gerçek kimliğini bulduğumda, hayatım bir anlam ifade etmeye başladı.

Al punto de que ya es parte de mi identidad personal y profesional.

Öyle ki bu adeta kişisel ve profesyonel kimliğim hâline geldi,

El Golfo Pérsico es un elemento de identidad histórica para el pueblo iraní.

İran körfezi, İran halkındaki tarihsel kimliğin bir parçasıdır.

Tom siempre comprueba la identidad de quien llama antes de responder al teléfono.

Tom telefona cevap vermeden önce her zaman arayanın kimliğini kontrol eder.

Una sociedad que cambia refleja un cambio en el sentido de la identidad personal

Buna göre, değişen toplumda değişmiş bir kişisel kimlik

Es contar una historia sobre la identidad de las personas que viven en esa cabaña.

kulübenin içinde yaşayan insanların kimliği hakkında bir hikâye anlatır.

Este mes tengo que renovar, el carnet de identidad, el pasaporte y el carnet de conducir.

Bu ay nüfus cüzdanımı, pasaportumu ve sürücü ehliyetimi yenilemeliyim.