Translation of "Ayudara" in Turkish

0.054 sec.

Examples of using "Ayudara" in a sentence and their turkish translations:

Le pedí que me ayudara.

Ona bana yardım etmesini rica ettim.

Ojalá nos ayudara nuestro padre.

Babamız burada olsa bize yardım ederdi.

Pensé que querías que te ayudara.

Sana yardım etmemi istediğini düşündüm.

Tom vino para que le ayudara.

Tom bana yardım için geldi.

Espero que lo que hice ayudara.

Yaptığımın yardımcı olduğunu umuyorum.

Tom quería que yo te ayudara.

Tom sana yardım etmemi istedi.

Tom no tenía quien lo ayudara.

Tom'un yardım edecek kimsesi yok.

- Tuve problemas de convencerle a Tom que ayudara.
- Tuve problemas convenciendo a Tom que ayudara.

Tom'u yardım etmeye ikna etme sorunum vardı.

Le estaría enormemente agradecido si me ayudara.

Bana yardım edersen çok minnettar olurum.

Tom necesitaba a alguien que lo ayudara.

Tom'un ona yardım edecek birine ihtiyacı vardı.

Le pidió al hombre que le ayudara.

O, adamın ona yardım etmesini rica etti.

Convencí a Tom para que me ayudara.

Tom'u bana yardım etmesi için ikna ettim.

Tom quería que Mary ayudara a John.

Tom Mary'nin John'a yardım etmesini istedi.

Tom le pidió a Mary que ayudara.

Tom Mary'nin yardım etmesini istedi.

Le pedí a Ken que me ayudara.

Ken'in bana yardımcı olmasını rica ettim.

Tom me rogó que le ayudara a hacerlo.

Tom bana onu yapmasına yardım etmemi rica etti.

Tom pidió a Mary que ayudara a John.

Tom Mary'nin John'a yardım etmesini istedi.

Tom le pidió a Mary que me ayudara.

Tom Mary'nin bana yardım etmesini istedi.

Se suponía que Tom me ayudara esta tarde.

Tom'un bu öğleden sonra bana yardım etmesi gerekiyordu.

Traté de hacer que Tom ayudara a Mary.

Tom'a Mary'ye yardım ettirmeye çalıştım.

Yo podría meterme en problemas si te ayudara.

Eğer sana yardım edersem başımı belaya sokarım.

Ella me pidió que la ayudara con el trabajo.

İşte ona yardım etmemi rica etti.

Tom es quien convenció a María de que ayudara.

Mary'yi yardım etmesi için ikna eden kişi Tom'dur.

Tom me pidió que le ayudara con los deberes.

Tom ev ödevinde ona yardım etmemi istedi.

Tom no pudo encontrar a nadie que lo ayudara.

Tom kendisine yardım edecek birini bulamadı.

Ella quería que él le ayudara a su padre.

- O onun kendi babasına yardım etmesini istedi.
- Ondan, babası için yardım istedi.

- ¿Necesitas ayuda?
- ¿Querrías que te ayudara?
- ¿Te gustaría que te ayudara?
- ¿Quieres que te ayude?
- ¿Quiere que le ayude?
- ¿Te ayudo?

Size yardım etmemi ister misiniz?

Consiguió que su hermana le ayudara a pintar su cuarto.

Kız kardeşine onun odasını boyamasına yardım ettirdi.

Tom quería que Mary le ayudara a limpiar la casa.

Tom, Mary'nin evi temizlemesine yardım etmesini istedi.

Tom trató de conseguir que Mary le ayudara a John.

Tom Mary'yi John'a yardım ettirmeye çalıştı.

Le pagué a Tom treinta dólares para que me ayudara.

Tom'un bana yardım etmesi için otuz dolar ödedim.

Le pidió a su hermano que le ayudara con la jardinería.

Bahçede kardeşine kendisine yardım ettirdi.

Le pidieron a su hermano que les ayudara con su tarea.

Onun erkek kardeşinden ev ödevlerine yardım etmesini istediler.

Le pidieron que le ayudara a él a pintar la casa.

Ona onun evi boyaması için yardım etmesi rica edildi.

Tom estaba buscando gente que le ayudara a mover su piano.

Tom piyanosunu taşımak için ona yardım edecek bazı kişiler arıyordu.

Le pedí a alguien que me ayudara a mover el piano.

Ben birine piyanoyu taşımama yardım ettirdim.

- Le pedí ayuda a Tom.
- Le pedí a Tom que me ayudara.

Tom'un yardım etmesini istedim.

Pidieron a su hermano mayor que les ayudara a hacer su tarea.

Onlar onun ağabeyinin ev ödevlerini yapmalarına yardım etmesini istediler.

Le pidió que le ayudara a su padre a limpiar la cochera.

O, ona babasının garajı temizlemesine yardım etmesini rica etti.

Tom no tuvo más opción que pedirle a Mary que le ayudara.

Tom'un Mary'nin ona yardım etmesini istemekten başka şansı yoktu.

Tom solo quería que Mary lo ayudara un poco más con los niños.

Tom sadece Mary'nin çocuklarda ona biraz daha yardım etmesini istedi.

Yo no estaba en la habitación cuando Tom le pidió a Mary que le ayudara.

Tom Mary'nin ona yardım etmesini istediğinde ben odada değildim.

- Le pedí a Tom que ayudase a Mary.
- Le pedí a Tom que ayudara a Mary.

Tom'dan Mary'ye yardım etmesini istedim.

Tom le dijo a Mary que no perdiese su tiempo intentando convencer a John de que ayudara.

Tom Mary'ye John'u yardım etmesi için ikna etmeye çalışarak zamanını boşa harcamamasını söyledi.

Ella le pidió que ayudara a su padre a limpiar el garaje, pero dijo que estaba muy ocupado para ayudar.

O ona babasının garajı temizlemesine yardım etmesini rica etti fakat o yardım edemeyecek kadar çok meşgul olduğunu söyledi.

Era demasiado bajo para llegar al estante de arriba, por lo que le pedí a Tom que me ayudara a coger el libro.

Üst rafa ulaşamayacak kadar çok kısaydım, bu yüzden Tom'un kitabı benim için almasını istedim.