Examples of using "¿ni" in a sentence and their turkish translations:
Ne önce ne de sonra.
Ne sigara ne de içki içerim.
Ne yazdın ne de telefon ettin.
İkisinin arası.
Ben ne yürürüm ne de koşarım.
Ne sigara ne de içki içerim.
Ne Tom'un ne de Mary'nin bir işi vardı.
ne çok sıcak, ne de çok soğuk.
O, ne iyi ne de kötüdür.
O ne okumayı ne de yazmayı biliyor.
Zengin değilim ne de olmak istiyorum.
Zaman ya da paraya sahip değilim.
Ne yazdın ne de telefon ettin.
Mary ve John'un ikisi de yüzemez.
O ne yakışıklıdır ne de çirkin.
Babam ne sigara ne de içki içer.
Ne Atinalı ne de bir Yunanım.
O, hem İngilizce hem de Fransızca konuşmaz.
Hiç erkek ya da kız kardeşim yok.
Ne o ne de ben İspanyolca konuşurum.
Ne biliyorum ne de umursuyorum.
Ne sen ne de ben hatalıyım.
Hiçbir fikrim yok.
ve ne onlar bize yaklaşacaktır ne de biz onlara
Ne İsa'yı nede o dönemi çokda fazla yansıtmamakta
Ödünç vermek ya da ödünç almak istemiyorum.
Bu gerçekçi değil.
Ne İngilizce ne de Fransızca konuşabilir.
Düşünme bile.
Tom ne Fransızca ne de İngilizce konuşabilir?
O, ne zengin ne de ünlüdür.
Ne Tom ne de Mary bunu yapmak istiyor.
Zengin değilim ne de olmayı diliyorum.
Benim ne zamanım nede param var.
ne karanlıkta yat ne de kara düş gör
Ancak ne Berthier ne de sistemi mükemmeldi:
Ben onları tanımıyorum bile.
Sen orada değildin ki.
Başlamadım bile.
Rüyanda görürsün!
O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.
Ne Tom ne de Mary pek iyi şarkı söyleyemezler.
Ne bir gardırobumuz, ne de kitap rafımız var.
Ebeveynleri bile.
Farkında bile olmadan
Oy vermiyorum bile.
Hatta onun hakkında düşünme.
Bunu bilmiyordum bile.
Ondan hiç şüphe etme.
Sormadım bile.
Bunun önemi yok ki.
Yok artık!
- Bir şey değil.
- Estağfurullah.
gizli bölmesi ya da parçası olmadığından emin olun,
fakat yarasalar ne kötüdür ne de kötülüktür
Yuvarlak da değil düz de değil eliptik demiş
Ne içki içerim ne de sigara içerim.
Ne çayı ne de kahveyi severim.
Ne içki içerim ne de sigara.
Ne altın ne de büyüklük bizi mutlu eder.
Ne aşk ne de öksürük gizlenebilir.
Tom hem Mary'yi hem de John'u sevmiyordu.
Ne seni ne de Mary'yi affetmedim.
Hayır, vejeteryanlar tavuk ya da balık yemez.
Ben senin altınını veya gümüşünü istemiyorum.
Ne mutluluk ne de sefalet sonsuza dek sürmez.
Duvarlarda hiç resim ya da fotoğraf yok.
- Tom ve Mary'nin her ikisi de John'dan hoşlanmazlar.
- Hem Tom hem de Mary John'dan hoşlanmazlar.
Ne Tom, ne de Mary konuşkan bir ruh hali içinde değildi.
Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
yahu biz yerleşik hayata bile geçmedik ne mühendisliği ne mimarlığı
Adımı bile bilmiyorsun.
ama yinede hiçbir yardım ve destek elde edemez
Ania da Magdalena da Justin Bieber'ı sevmiyor.
Ne mutluluk ne de üzüntü sonsuza kadar sürebilir.
O, ne mutfakta ne de salonda.
O, teşekkür bile etmedi.
Ne şimdi güleceğim ne de sonra ağlayacağım.
Nerede olduğumuz ya da nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yok.
O ne evde ne de okulda.
Hem Tom hem de Mary John'u çok sevmiyor.
Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
Tom ne Mary'yi nede kız kardeşini tanımıyor.
Adını bile bilmiyordum.
bir hoşçakal bile demedim." dedi.
Ne kadar güvenli olduğunu da.
Saat yok,
Çalışma daha çıkmamıştı bile.
Hatırlamıyorum.
kız çocuklarına isim dahi vermiyordu
Hiçbir fikrim yok.