Examples of using "¿dígame" in a sentence and their turkish translations:
Bana adının ne olduğunu söyle.
Bana kısaca ne olduğunu anlat.
Söyleyin bana, ne düşünüyorsunuz?
- O kim?
- Kim o?
Sadece ne yapacağımı söyleyin!
Lütfen bana nereye gideceğimi söyle.
Lütfen bana samimi fikrini söyle.
Lütfen bana tam saati söyle.
Sipariş vermek istediğinizde bana söyleyin.
Lütfen bana tam saati söyleyin.
Bana adını söyle.
Bana neden seni kovmamam gerektiğini söyle.
Bana biraz daha anlat.
Lütfen bana sahile nasıl gideceğimi söyleyin.
Lütfen bana adını söyle.
Onun nerede yaşadığını bana tam olarak söyle.
Bana gerçeği söyleyin.
Lütfen bana karakolun nerede olduğunu söyleyin.
Birkaç adım atın ve yürüdüğünüzde onun ağrıyıp ağrımadığını bana söyleyin.
Bana nerede yaşadığını söyle.
Lütfen bana postaneye giden yolu söyler misin?
Bana geleceğiniz saati söyleyin.
Bana pazar günü için bilet kazandığımı söyle lütfen.
Bana bu kitapları nereye koyacağımı söyle.
Lütfen bana adını ve telefon numaranı söyle.
Bana geleceğin saati söyle.
Bu sorunun cevabını biliyorsanız, lütfen bana söyleyin.
İstasyona gitmek için hangi otobüse bineceğimi lütfen bana söyleyin.
- Bana gerçeği söyle.
- Bana gerçeği anlat.
Lütfen bana adını söyle.
Plaja nasıl gidebileceğimi lütfen bana anlatabilir misiniz?
Ne yapmak istediğini bana bildir.
Plaja nasıl gidileceğini söyle.