Examples of using "яда" in a sentence and their turkish translations:
Allah akrebin değil akrabanın zehrinden korusun.
Biraz fare zehiri satın almam gerekir.
Bu yılanın zehirinin bir panzehiri yok.
Bir akrebin zehir kesesinin içindeki zehri istiyorum.
Arizona akreplerinde sizi öldürmeye yetecek kadar zehir bulunur.
Kurbanın yanlışlıkla büyük miktarda zehir aldığı düşünülüyor.
Bu saydam sıvı bir tür zehir içerir.
Bir damla zehir 160 insanı öldürmeye yeter.
Ben zehir yerine darağacını seçersem, ölmeden önce kısa bir süre için acı çekeceğim.
En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.
En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.
En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.