Examples of using "состоять" in a sentence and their turkish translations:
Sağlıklı bir kahvaltı neyden oluşmalı.
Bu materyaller pek çok farklı şeyden yapılıyor;
Macarlarla akraba olmaktan gurur duyuyorum.
Şifre en az altı karakterden oluşmalı.
Rusya'nın savunma bakanlığı, gönüllülerden oluşacak birkaç rezerv ordusu oluşturma projesi üzerinde çalışıyor.