Examples of using "крайней" in a sentence and their turkish translations:
Tabii şu sıralar çok değil.
Onlar en azından beni dinledi.
En azından bana cevap ver.
En azından Tom dürüst.
Denedin.
En azından onlar dürüst.
En az beş dakikaya ihtiyacım olacak.
Acil durumda, 119'u arayın.
Yolculuk en az bir hafta sürecek.
En azından mutlu öleceğim.
En azından ben hâlâ hayattayım.
En azından senden daha büyüğüm.
En azından mevcut yüz kişi vardı.
En azından denemeliyiz.
En azından biz hâlâ tek parçayız.
- En azından öyle, sanırım.
- En azından öyle sanırım.
En azından bana bir şans ver.
En azından denemek zorundasın.
En azından bana söylenen bu.
En azından hiç kimse yaralanmadı.
En azından deneyebiliriz.
En azından bir canın bu sayede kurtulduğunu gördüm.
Nihayet işi bitirebildi.
George en az 70 kilo çeker.
- Nihayet, ilk bölümü bitirdik.
- En azından ilk bölümü bitirdik.
Ebet, ben bunu çok sık yaparım.
En az beş dakikaya ihtiyacım olacak.
En azından birimiz bir erkek.
- En azından deneyebilirdin.
- En azından deneyebilirdiniz.
En azından özür dilemelisin.
En azından yalnız değildim.
Dan en azından yedi kez tutuklandı.
En azından bunun için ayağa kalktım.
En azından o boş yere ölmedi.
- Tom en az 1 hafta boyunca uzaklarda olacak.
- Tom en az bir hafta olmayacak.
En azından onlara nasıl hissettiğini söyle.
O en azından özür dileyebilirdi.
Bugün ise %10'dan daha azı bu durumda.
Hiç değilse evin yolunu bulabilecek.
Kestaneler en azından on beş dakika kaynamalı.
Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.
En azından bir şey yapmaya çalıştım.
- En azından Tom'un yaşadığını biliyoruz.
- Hiç olmazsa Tom'un hayatta olduğunu biliyoruz.
Hiç olmazsa teşekkür ederim diyebilirsin.
En az 10 Amerikalı ile arkadaş oldum.
Tom benden en az bir baş uzundur.
En az üç saat çalışmalıyız.
Çok gerekli olmadıkça taksileri kullanmam.
Ama en azından orada olduğunu biliyorum.
En azından iş dışında olan şeyler söz konusu olduğunda.
O, haftada en az 1.000 dolar kazanır.
En azından beni gördüğüne sevinmişsin gibi davran.
En azından eğlendik.
En azından şimdi Tom'u biraz daha iyi anlıyorum.
O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.
En az üç saat beklemen gerekecek.
On dakika kadar uzun süre yağmurda bekletildim.
Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
Tom haftada en az bir kez bana yazar.
O, günde en az bir film izler.
En azından ona nasıl hissettiğini söyle.
En azından ona nasıl hissettiğini söyle.
Tom arabasını en az haftada bir kez yıkar.
En azından özür diledi.
Şifre en az altı karakterden oluşmalı.
En azından kapıyı çalabilirdin!
En azından geç kalmıyoruz.
Ama en azından ayağa kalkıp ilerlemeye çalışıyorsanız
Öyleyse hikayenin bu kısmı en azından doğruydu ...
En azından günlük konuşmalar yapabilmeyi istiyorum.
Her varlıklı insan en az iki arabaya sahiptir.
Tom haftada en az bir kez balık yer.
Tom'un evi en az benimkinin iki katı kadar büyük.
Her gün en az bir saat Fransızca çalışırım.
Haftada en az üç kez egzersiz için yürüyüşe çıkarım.
Babam haftada en az bir kez anahtarlarını kaybeder.
Tom, en az bir saat önce hazırlanmış olmalıydı.
En azından bir süreliğine de olsa güvendesin.
Ben asla yalan söylemem.. asla ya da en azından çok nadir.
Haftada en az bir kez köpeğimi etle beslerim.
Tom her zaman sabahleyin en az üç fincan kahve içer.
Her gün en az bir saat egzersiz yapmaya çalışıyorum.
Tom köpeğini günde en az bir kere gezdirir.
Günde en az üç litre su içerim.
Ama en azından NASA için Apollo 8'in başarısı umut getirdi.
Bütün kapıları kilitlemeli, en azından kapatmalısın.
Çoğu Japon en az günde bir kez pirinç yer.
Hiç olmazsa Tom'u aramamız gerektiğini düşünmüyor musun?
Erkek kardeşim önemli biri. En azından o öyle olduğunu düşünüyor.
Kazanamadım ama en azından bir teselli ödülü aldım.
Hiç olmazsa zamanında gelmeye çalış.
Yemek iyi değildi ama en azından ucuzdu.
Her şeyden şüpheleneceksen, en azından şüphenden şüphelen.
Bu yıl en az 10 Rus özçekim yaparken hayatını kaybetti.
Tom şahane bir aşçı sayılmaz ama en azından elinden geleni yapıyor.
ama ne olursa olsun en azından yalnız olmayacaksınız.
fakat bizler en azından bizler üzerimize düşeni yapmalıyız diye düşünüyorum
Cümleleri etiketlemek için en azından gelişmiş katılımcı olmak zorundasın.
Doktoru, Tom'a haftanın en az üç gününde alkol içmemesini önerdi.
Bira en azından aşırıya kaçmadan gerçekten çok sağlıksız değildir.