Examples of using "силой" in a sentence and their turkish translations:
tıkıştırmak işe yaramayacak.
Zorla öne geçmeye çalışıyor.
Arkadaşlık gerçekten kuvvetli.
Gücümüzle gurur duyduk.
içerisinde bulunduğu gezegenlerin çekim kuvvetinden kaynaklı
Bilgelik, güce baskın gelmez.
O ona sert tekme attı.
O, onun sevgisinin yoğunluğuyla bunalmıştı.
Mary zihin gücüyle nesneleri taşıyabilir.
çeşitlilik, onları ortadan kaldıracak bir kuvvet olacaktı.
Siz o insanlara bu videoyu zorla izlettirin
Dil, düşündüğümüz şeyi şekillendirme gücüne sahiptir.
O, topa sert vurdu.
Onun mantığının gücüne direnemedik.
Tom bulmaca parçalarını birbirine geçirmek için zorlamaya çalıştı.
Tom, sadece zihin gücüyle nesneleri hareket ettirebildiğini söylüyor.
Yerçekimini yararınıza kullanabiliyorsanız, onu yapın.
İtibar da tıpkı bunun gibi çok kuvvetli ekonomik güçtür değil mi?
Sabah altıda, bir yastık dünyadaki en büyük cazibeye sahiptir.