Examples of using "прикоснуться" in a sentence and their turkish translations:
Gülün sadece ona dokunmak isteyenler için dikenleri vardır.
Kimi insanlar ona dokunamadıkları için Allah'a inanmıyorlar.
Bugün dağlardan daha yüksek hissediyorum. Bugün gökyüzüne dokunmak istiyorum.
Saçına dokunabilir miyim?