Examples of using "имеет" in a sentence and their turkish translations:
Tom'in oy kullanma hakkı var.
Kamu bilme hakkına sahip.
- Başlangıcı olanın sonu da vardır.
- Her yokuşun bir de inişi vardır.
çember yapıya sahip.
bağlanıvermiştir
Her şey önemlidir.
- Boyut önemlidir.
- Büyüklük önemlidir.
Önemli mi?
Bunun bir anlamı var mı?
Her şeyin bir sonu vardır.
Şirket zararda.
Makyaj fark yaratır.
Tom'un bir ipucu yok.
Kolu bir ördeğin kafası gibi şekillendirilmiş.
- Bu önemli değil.
- Önemli değil.
- O önemli değil.
- Önemi yok.
Senin fikrin önemli değil.
Hiçbir şey mantıklı değil.
Bu gerçekten mantıklı değil.
Çevremiz önemli.
manyetik alanı var fakat
Kelimenin değişik anlamları vardır.
Gerçek önemli mi?
Tom'un bilme hakkı var.
Onun fikirleri önemlidir.
Onun sonsuz kaynakları var.
- Her problemin bir çözümü vardır.
- Her sorunun bir çözümü vardır.
O şimdi mantıklı.
Bazen, boyut önemlidir.
Her şeyin bir amacı vardır.
Konuşulan söz önemlidir.
Tom'un bir fikri yok.
Cümle hiçbir anlam ifade etmiyor.
- Bu, bir anlam ifade etmiyor.
- Bunun bir anlamı yok.
Bu önemli değil.
Boyut önemli değil.
Hoş bir kokusu var.
Bu büyük bir fark yaratıyor.
- Beynin karmaşık bir yapısı vardır.
- Beyin karmaşık bir yapıya sahiptir.
Fiyat önemli değil.
Güzellik önemli değildir.
Her oy sayılır.
Dünya portakal şeklindedir.
Her söz önemlidir.
- Tom kendini savunma hakkına sahiptir
- Tom'un kendini savunma hakkı var.
Önemli olan budur.
Tekrar yapmanın anlamı yok.
- Dünya küre biçimindedir.
- Dünya küre şeklindedir.
Bu bir anlam ifade ediyor mu?
Tom'un nereden başlayacağına dair hiçbir fikri yok.
Araba tamir etmeye değmez.
Fiyat benim için önemli değil.
Herkesin kendi görüş hakkı vardır.
Bunun okulla ne ilgisi var?
- Bunun seninle ne ilgisi var?
- Bu seni neden ilgilendiriyor?
Tom'un bu konuda yapması gereken nedir?
Bu cümle çok anlamlı değil.
Bu işin onunla ne ilgisi var?
Bunun ne alakası var onunla?
Bununla ne demek istiyor?
Önemli olan bilinçli olmaktır.
Bu ateş büyük bir fark yaratıyor.
o hayatın değeri ne?
bu konunun 2 yanı var
Onun adı Yunanca kökenlidir.
Bir yanlış anlama var gibi görünüyor.
Mağazanın büyük bir şarap stoğu var.
Laboratuvar en güncel ekipmana sahip.
Onun nereli olduğu önemli değil.
- Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.
- Japonya'nın kendine özgü birçok özelliği vardır.
Bu kuralın istisnaları yoktur.
Bunun herhangi bir anlamı yok.
Bir salyangozun kabuğu şeklen spiraldir.
Bu hiç de mantıklı değil.
Tom ne demek istiyor?
Ay'ın kendi ışığı yoktur.
Bu cümlenin çeşitli anlamları var
Bu benim için önemli.
Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.
- Papanın evlenme hakkı yoktur.
- Papa evlenemez.
O önemli.
İşte bütün mesele budur.
Bu molekül, kristalli bir yapıya sahip.
Tatoeba'nın "Log Out" butonu yok.
Tom'un size karşı neyi var?
Bu çok anlam ifade etmiyor.
Tom'un bana ne garezi var?
Bu malzeme kaba bir dokuya sahip.
Hiçbir şey mantıklı değil.
Tom'um amacı nedir?
O sayıyor mu?
Bu gerçekten önemli değil.
O artık önemli değil.
Kanıtınız geçersiz.
Venüs'ün doğal olarak oluşmuş herhangi bir uydusu yoktur.
Yasa artık yürürlükte değil.
Tom'un hâlâ fırsatları var.
Bu kelimenin bir çift anlamı var.