Examples of using "попасть" in a sentence and their turkish translations:
Tümülüslerin içerisine girip
Fakat oraya girip
- İçeri nasıl girebiliriz?
- Nasıl içeri girebiliriz?
Cennete nasıl gidebilirim?
- Eve gitmeliyim.
- Eve gitmem gerekiyor.
Eve gitmek için acelem var.
Hapishaneye girebilirim.
Oraya varmak ne kadar sürer?
diz içine girebiliriz.
İçeri giremiyorum.
Eve gitmek için sabırsızlanıyorum.
Kimse içeri giremez.
Onlar içeriye giremezler.
Tom eve girmeye çalıştı.
Zamanında oraya varmazsın.
Tom'a götürmeliyim.
Tom hapse girebilirdi.
Oraya zamanında varmaya çalışalım.
İçeriye nasıl gireceğiz?
Ben içeri giremedim.
Bir kütüphaneye gitmem gerekiyor.
- Leyla cennete gitmek istedi.
- Leyla cennete gitmek istiyordu.
Ekibe nasıl katılabilirim?
Bu yanlış ellere düşebilir.
Belaya bulaşmak istemedim.
Başımı belaya sokmak istemiyorum.
Hava kararmadan önce oraya varacağım.
Diğer tarafa nasıl gidebilirim?
Onlar onun Kanada'ya gitmesine yardımcı oldu.
Anahtarı içeride bırakıp kapıyı örttüm.
ve onları ülke dışında tutmayı hedefliyor
İçeriye girmek için başka bir yol bulmak zorundayız.
Tatil sezonunda eve gitmeye çalışacağım.
Tom eve pencereden girebildi.
Saat 2.30'dan önce eve gitmek istedim.
Eve 2.30'dan önce gelmeliyim.
Saat 2.30'a kadar eve gitmeliyiz.
Plaja nasıl gidebileceğimi lütfen bana anlatabilir misiniz?
Dağın tepesine ulaşmanın en güvenli yolu nedir?
Nasıl geri dönerim?
İstasyona vaktinde varmanın yarışıydı.
İlk trene yetişebilmek için erken çıktım.
Oraya nasıl gideriz?
Yerde kalın yoksa bir serseri kurşunla vurulabilirsiniz.
Sen Louvre Müzesi'ne girmek için uzun bir kuyrukta beklemek zorundasın.
Buradan Park Street'e nasıl gideceğimi bana söyler misiniz?
Bu bilginin, düşman ellerine düşmemesi gerekir.
Oraya gitmek için her şeyi yaparım.
Herkes cennete gitmek ister ama hiç kimse ölmek istemez.
O halde şans rüzgarlarını nasıl yakalayacaksınız?
Bir trafik sıkışıklığından kaçınmak için şafak vakti kalktık.
- Hapishaneye gitmek istiyor musun?
- Hapishaneye gitmek istiyor musunuz?
- Hapse gitmek istiyor musun?
- Hapse mi girmek istiyorsun?
Mücadelem; yapabildiğimin en iyisiyle onun merkezini bulmak.
Şansı yakalamak için bir yelken yaparak başlayın.
Hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.
Oraya zamanında varabildim.
Oraya giremem.
Havaalanına gitmemiz gerekiyor.
Herkes cennete gitmek istiyor ama kimse ölmek istemiyor.
Anahtarlarımı kaybettim bu yüzden daireme giremiyorum.
Herkes cennete gitmek ister, ama kimse ölmek istemez.
Nereye gittiğini bilmiyorsan, oraya gidemeyebilirsin.
Park Caddesine nasıl giderim?
İçeri girebileceğimizi sanmıyorum.
Onu yaparsam başım derde girebilir.
Kapı anahtarını kaybettim, bu yüzden eve giremiyorum.
Oraya nasıl gideceğimi bilmiyorum.
Mars'ta yaşayabilsek bile, önce oraya ulaşmalıyız.
İş çıkış saatinden kaçınmak istiyorum.
Sonra bu partiküllerin boğazınıza ya da üst solunum yolunuza ulaşması gerekir
Kendimi evimin dışında kilitledim, bu yüzden içeri girmek için pencereyi kıracağım.
Cennete gitmek istiyorum ama oraya gitmek için ölmek istemiyorum.
Oraya nasıl giderim?
Binlerce göçmen Avrupa'ya ulaşmak için her ay Akdeniz'i geçmeye çalışıyorlar.
Ben cennete gitmek istiyorum ama oraya gitmek için ölmek istemiyorum!
"Üç bina arasında konuşamazsak Ay'a nasıl gideceğiz?"
Tom bunu için hapse gidebilir.
Biz bir mermi tarafından vurulabileceğimizden korkuyorduk, bu yüzden aşağıya koştuk.
Zamanında oraya gittiğimizden emin olmak zorundayız.
Oraya mümkün olduğunca çabuk ulaşmaya çalışacağız.
Bir toplantıya katılmak zorundaydım bu yüzden Tom'u okuldan sonra almak için onu zamanında yapamadım.
Tom, karanlık olmadan eve gitmek istedi.
Korkarım hava kararmadan önce eve varmak istiyorsak gitmeliyiz.
Ekibe nasıl katılabiliriz?
Bu kod çizelgesinin düşmanın eline düşmesine izin vermeyin.