Translation of "огне" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "огне" in a sentence and their turkish translations:

"Миннеаполис в огне".

"Minneapolis yanıyor."

Рим в огне.

Roma yanıyor.

- Множество домов было в огне.
- Многие дома были в огне.

Çok sayıda ev yandı.

В огне брода нет.

Yangın boyunca hiç yol yok.

Весь мир в огне.

Bütün Dünya yanıyor.

Полгорода сгорело в огне пожара.

Yangında kasabanın yarısı yandı.

Двадцать человек погибли в огне.

Yangında yirmi kişi can verdi.

Прокипятите фасоль на медленном огне.

Lütfen düşük ısıda fasulyeleri bir süre kaynatın.

Лес был в огне три дня.

Orman, üç gündür alevler içindeydi.

Том и Мэри погибли в огне.

Tom ve Mary yangında öldü.

они верили, что ты живешь на огне

ateşin üzerinde yaşadığına inanırlardı

Я чувствовал, будто моё лицо в огне.

Sanki yüzümün yandığını hissettim.

- Мой дом горел.
- Мой дом был в огне.

Benim evim yanıyordu.

- Дом Тома был в огне.
- Дом Тома горел.

Tom'un evi yandı.

Шаг 1. Растительное масло (любой жир или смесь растительного масла с жиром) 0,5л растопить на сильном огне в котле, добавить нарезанный лук (400гр.), жарить до получения жёлтого цвета лука, добавить мяса (любое) (1кг).

Aşama 1. 0.5 litre bitkisel yağı (herhangi bir içyağı veya yağın ve içyağının bir karışımı) yüksek ateşte çömlekte ısıtın, 400 gram doğranmış soğan ekleyin, soğanlar sarı bir renge ulaşana kadar kızartın, sonra da 1 kilogram et (hangi cins olursa olsun) ekleyin.

И сказал: выйди и стань на горе пред лицом Господним, и вот, Господь пройдет, и большой и сильный ветер, раздирающий горы и сокрушающий скалы пред Господом, но не в ветре Господь; после ветра землетрясение, но не в землетрясении Господь; после землетрясения огонь, но не в огне Господь; после огня веяние тихого ветра.

RAB, “Dağa çık ve önümde dur, yanından geçeceğim” dedi. RAB'bin önünde çok güçlü bir rüzgar dağları yarıp kayaları parçaladı. Ancak RAB rüzgarın içinde değildi. Rüzgarın ardından bir deprem oldu, RAB depremin içinde de değildi. Depremden sonra bir ateş çıktı, ancak RAB ateşin içinde de değildi. Ateşten sonra ince, yumuşak bir ses duyuldu.