Examples of using "Голосовать" in a sentence and their turkish translations:
Bugün oy verecek misin?
Tom oy vermek için çok genç.
Oy vermek onların hakkı.
Oy vermek için hazırım.
Oy vermek göreviniz.
Bugün oy kullanmayacak mısın?
- Kim için oy vereceksin?
- Kime oy vereceksin?
- Kim için oy kullanacaksın?
O, oy vermek için yeterince yaşlı değil.
Kime oy vermeliyim?
Ben oy vermeye gitmeyeceğim!
Tom oy vermek için çok gençti.
- Tom Jackson için oy verecek misin?
- Tom Jackson'a oy verecek misin?
Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın?
Oy vermek için yeterince yaşlıyım.
Benim için oy verecek misin?
Oylayalım.
Tom'a oy veriyor olacağım.
Ona oy verecek misin?
Ona oy verecek misin?
Tom oy vermek için yeterince yaşlıdır.
Hangi partiye oy vermeliyim?
Hangi adaya oy vermeliyim?
Tom oy kullanmayacağını söylüyor.
Biz oy vermek istiyoruz.
Kime oy vereceğimi biliyorum.
Tom'a oy vermeyeceğim.
Tabii ki Tom için oy vereceğim.
Bir daha asla oy kullanmamaya karar verdim.
Tom için oy vermeye niyetim yok.
- Şimdi oy vermek için çok geç. Seçim yerleri kapalı!
- Artık oy vermek için çok geç. Sandıklar kapandı!
Yaklaşan seçimlerde oy vermeyi planlamıyorum.
Hayır oyu veriyorum.
Bana oy vermemeliydin.
Ben size oy vereceğim.
Tom'in oy kullanma hakkı var.
- Tom oy verme yaşında değil.
- Tom oy kullanacak yaşta değil.
Başkanlık için kime oy vereceksin?
Kime oy vereceksin?
Tom'a oy vereceğim.
Kim için oy vereceksin?
Tom bana Mary'ye oy vermeyeceğini söyledi.
Yirmi yaşında olsam oy verebilirim.
- Tom'a oy verecektim.
- Tom'a oy vermeye gidiyordum.
Ona oy verecektim.
Ona oy verecektim.
Gerçekten, Tom için oy vermeyeceksin, değil mi?
Ben sana oy vereceğim.
Tom, Mary'ye oy vereceğini söyledi.
Tom bana Mary'ye oy vereceğini söyledi.
Tom'a oy vermeyi gerçekten istiyor musun?