Translation of "Voz" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Voz" in a sentence and their turkish translations:

- Leia em voz alta.
- Leiam em voz alta.

Yüksek sesle okuyun.

- Essa voz é de Tom.
- É a voz de Tom.

O, Tom'un sesi.

Alguém ouve minha voz?

sesimi duyan var mı?

Ela levantou a voz.

O, sesini yükseltti.

Tom perdeu a voz.

Tom sesini kaybetti.

Estou ouvindo uma voz.

Bir ses duyuyorum.

Não levante a voz.

Sesini yükseltme.

Tom ouviu uma voz.

Tom bir ses duydu.

Cantamos em voz alta.

Biz yüksek sesle şarkı söyledik.

Tom levantou a voz.

Tom sesini yükseltti.

Não reconhece minha voz?

Sesimi tanımıyor musun?

Sua voz me acalma.

- Sizin sesiniz beni sakinleştiriyor.
- Sesinizin üzerimde yatıştırıcı bir etkisi var.

Ele ouviu a voz.

O sesi duydu.

Leia em voz alta.

- Sesli oku.
- Yüksek sesle oku.

- Eu reconheci o Tom pela voz.
- Reconheci o Tom pela voz.

Tom'u sesinden tanıdım.

- Gosto da voz do Tomás.
- Eu gosto da voz de Tom.

Tom'un sesini seviyorum.

- Eu escutei sua voz em meu sono.
- Dormindo, ouvi a voz dele.
- Enquanto dormia, ouvi a voz dele.

Uykumda onun sesini duydum.

- Não gosto da voz de Tom.
- Não gosto da voz do Tom.

Tom'un sesini beğenmiyorum.

Betty tem uma voz meiga.

Betty'nin tatlı bir sesi var.

Ele tem uma voz alta.

O yüksek bir sese sahip.

Eu odeio a minha voz.

Sesimden nefret ediyorum.

Você tem uma voz bonita.

Güzel bir sesin var.

Ele tem uma voz grave.

Onun derin bir sesi var.

Ele tem uma voz agradável.

Onun hoş bir sesi var.

Ouvi a voz de Tom.

Tom'un sesini duydum.

Você reconhece a minha voz?

Sesimi tanıyor musun?

Eu falei em voz alta.

Yüksek sesle konuşuyordum.

Eu não reconheci sua voz.

- Sesini tanımadım.
- Senin sesini tanımadım.

Sua voz soa diferente hoje.

Bugün sesin farklı gibi geliyor.

Você pode abaixar sua voz?

Sesini düşüremez misin?

Você tem uma voz maravilhosa.

Harika bir sesin var.

Ela falou em voz alta.

O, yüksek sesle konuştu.

Não pense em voz alta!

Yüksek sesle düşünme!

Ela tem uma voz irritante.

Onu sinir bozucu bir sesi var.

- Eu quero ouvir a voz do Tom.
- Quero ouvir a voz do Tom.

Tom'un sesini duymak istiyorum.

- Sua voz estava trêmula de raiva.
- A voz dela estava trêmula de raiva.

Onun sesi öfkeden titriyordu.

A voz de Tom é bonita.

Tony'nin sesi güzel.

A voz me lembrava minha mãe.

Ses bana annemi hatırlattı.

Sua voz era suave e linda.

Onun sesi yumuşak ve güzeldi.

Não levante a voz para mim.

Bana sesini yükseltme.

Leia o livro em voz alta.

Kitabı yüksek sesle okuyun.

Maria Callas tem uma bela voz.

Maria Callas'ın güzel bir sesi var.

Por favor, fale em voz alta.

Lütfen yüksek sesle konuşun.

Ela virou quando ouvir sua voz.

Onun sesini duyduğunda geriye döndü.

O Tom tem uma voz linda.

Tom'un güzel bir sesi var.

A voz de Tom é inconfundível.

Tom'un sesi kolay tanınabilir.

Por favor, mantenha a voz baixa.

Lütfen sesini alçalt.

Eu reconheci a voz do Tom.

Tom'un sesini tanıdım.

Leia a história em voz alta.

Hikayeyi yüksek sesle oku.

Eu quero ouvir a sua voz.

Senin sesini duymak istiyorum.

Eu adoro a voz de Tom.

Tom'un sesini severim.

É bom ouvir tua voz novamente.

Sesini yeniden duymak güzel.

Tom reconheceu a voz de Maria.

Tom, Mary'nin sesini tanıdı.

Tom ouviu a voz de Maria.

Tom, Mary'nin sesini duydu.

A hiena imita a voz humana.

Sırtlan insan sesi taklit eder.

Ela tem uma voz muito boa.

- Onun çok iyi bir sesi var.
- Çok iyi bir sesi var.

O Tom tem uma voz potente.

- Tom'un çok güçlü bir sesi var.
- Tom çok güçlü bir sese sahip.

- Tom disse que escutou a voz da Mary.
- Tom disse que escutou a voz de Mary.

Tom, Mary'nin sesini duyduğu söyledi.

- Eu também gostaria de ouvir a sua voz.
- Eu também gostaria de ouvir a tua voz.

Ben de, sesinizi duymak istiyorum.

Essa voz foi ouvida até de Istambul

bu ses İstanbul'dan bile duyulmuştu

Ele leu a carta em voz alta.

O, mektubu yüksek sesle okudu.

É a voz de uma mulher idosa.

Yaşlı bir kadının sesi.

O jovem príncipe falou em voz alta.

Genç prens yüksek bir sesle konuştu.

Tom leu o documento em voz alta.

Tom belgeyi yüksek sesle okudu.

Eu só queria ouvir a sua voz.

Sadece sesini duymak istedim.

Tom leu a carta em voz alta.

Tom mektubu yüksek sesle okudu.

Tom leu a estória em voz alta.

Tom hikayeyi yüksek sesle okudu.

Pode abaixar o seu tom de voz?

Sesini kısabilir misin?

Tom não reconheceu a voz de Maria.

Tom, Mary'nin sesini tanımadı.

O que aconteceu com a sua voz?

Sesine ne oldu?

A voz humana é produzida pela laringe.

İnsan sesi gırtlak tarafından üretilir.

Eu pensei ter ouvido a sua voz.

Sesini duyduğumu düşündüm.

Sua voz está estranha. O que houve?

Sesin garip. Sorun nedir?

Eu ouvi a voz de um homem.

Ben bir erkek sesi duydum.

Eu ouvi a voz de uma mulher.

Ben bir kadın sesi duydum.

Eu ouvi a voz de uma criança.

Ben bir bebek sesi duydum.

Eu também gosto da voz deste cantor.

Ben de bu şarkıcının sesini severim.

Carla, a cantora, tem uma voz magnífica.

Şarkıcı Carla'nın harika bir sesi var.

Ele leu o poema em voz alta.

Şiiri yüksek sesle okudu.

- Você tem a voz de uma pessoa muito jovem.
- Pela voz, eu diria que você é bem jovem.

Çok genç görünüyorsun.

E sua voz da explosão veio de Istambul

ve patlamadan çıkan sesin İstanbul'dan

Para minha surpresa, ele tinha uma bela voz.

Benim için sürpriz oldu, güzel bir sesi vardı.

A voz dela soa melhor que a sua.

Onun sesi seninkinden daha iyi görünüyor.

Ela virou-se quando escutou a voz dele.

Onun sesini duyduğunda geriye döndü.

Eu só queria ouvir a voz de Tom.

Sadece Tom'un sesini duymak istedim.

Vá embora! Não quero mais ouvir sua voz.

Çek git! Seni artık dinlemeyeceğim.

Ele ficou feliz de ouvir a voz dela.

Onun sesini duyduğu için mutluydu.

Acho que ouvi a voz de uma mulher.

Bir kadın sesi duyduğumu düşünüyorum.

Acho que ouvi a voz de um homem.

Bir erkek sesi duyduğumu düşünüyorum.

A voz de Tom tem o tom baixo.

Tom'un pes bir sesi var.

Obrigado por levantar a voz em minha defesa.

Benim lehimde konuştuğun için teşekkürler.

Layla tinha uma voz muito suave e infantil.

Leyla çok yumuşak ve çocukça konuşuyordu.

O macho pequeno tem de encontrar a sua voz.

Bu minik erkeğin etkili bir ses bulması lazım.

Nunca imaginei que ficaria feliz em ouvir sua voz.

Sesini duyduğuma mutlu olacağımı hiç düşünmemiştim.

Eu tenho uma prova de voz (ou capacidade) hoje.

Bugün bir ses sınavım var.