Translation of "Roupas" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Roupas" in a sentence and their turkish translations:

- Eu vendo roupas online.
- Eu vendo roupas na Internet.
- Eu vendo roupas pela Internet.

- İnternetten giysi satıyorum.
- Ben çevrimiçi giysi satarım.

Ele compra roupas.

- O elbiseler satın alır.
- Kıyafet satın alıyor.

Coloque algumas roupas.

Bazı giysiler giyin.

- Eu gosto de comprar roupas.
- Gosto de comprar roupas.

Kıyafet almayı severim.

- As roupas deles eram usadas.
- Suas roupas eram usadas.

Onların giysileri kullanıldı.

- Ela compra apenas roupas usadas.
- Ela só compra roupas usadas.

O sadece ikinci el giysiler alır.

- Você gosta de minhas roupas?
- Tu gostas de minhas roupas?

Giysilerimi seviyor musun?

Onde estão suas roupas?

Giysilerin nerede?

Ela nos dá roupas.

O bize elbiseler verir.

Tom está estendendo roupas.

Tom çamaşır asıyor.

Eu adoro comprar roupas.

Ben giysiler için alışverişi severim.

Tom tem muitas roupas.

Tom'un bir sürü giysisi var.

Suas roupas estão sujas.

Senin giysilerin kirli.

Mary está estendendo roupas.

Mary çamaşır asıyor.

- Eu apenas preciso conseguir algumas roupas.
- Apenas preciso conseguir algumas roupas.

Sadece birkaç giysi almam gerekiyor.

- Eu preciso de algumas roupas novas.
- Preciso de algumas roupas novas.

Birkaç yeni giysiye ihtiyacım var.

- Maria gasta muito dinheiro com roupas.
- Maria gasta muito dinheiro em roupas.

- Maria kıyafete çok para harcıyor.
- Maria kıyafetlere çok para harcıyor.

- Essas roupas são todas do Tom.
- Todas essas roupas são do Tom.

Bu giysilerin hepsi Tom'un.

Roupas molhadas grudam na pele.

Islak giysiler tene yapışır.

Ela mexeu em minhas roupas.

O benim elbiselerimi taşıdı.

Tom organizou as suas roupas.

Tom kirli çamaşırlarını ayırdı.

Ele tem buracos nas roupas.

Onun giysilerinde delikler var.

Esqueci de trazer roupas quentes.

Ben kalın giysiler getirmeyi unuttum.

Ele esqueceu de trazer roupas.

O giysi getirmeyi unuttu.

Tire suas roupas, por favor!

Lütfen elbiselerinizi çıkarınız.

Ele sempre usa roupas escuras.

O her zaman koyu giysiler giyer.

Mayuko desenhava suas próprias roupas.

Mayuko kendi giysilerini tasarladı.

O Tom está passando roupas.

Tom gömlekleri ütülüyor.

Gostou das minhas roupas novas?

Yeni elbiselerimi beğeniyor musun?

Tom lavou as roupas dele.

Tom giysilerini yıkadı.

Tom sempre usa roupas escuras.

Tom her zaman koyu elbiseler giyer.

Ele sempre veste roupas pretas.

O her zaman siyah renkli kıyafetler giyer.

Tom sempre usa roupas pretas.

Tom her zaman siyah kıyafetler giyer.

Pendure as suas roupas aqui.

Elbiselerini buraya as.

Minha irmã roubou minhas roupas.

Kız kardeşim giysilerimi çaldı.

Tom roubou as minhas roupas.

Tom giysilerimi çaldı.

Ele faz as próprias roupas.

O kendi elbiselerini yapıyor.

Eu costumo usar roupas escuras.

Ben genellikle koyu renk giysiler giyerim.

Não quero molhar minhas roupas.

Elbiselerimi ıslatmak istemiyorum.

De quem são estas roupas?

Bunlar kimin giysileri?

- Ele não achou as roupas de cama.
- Ele não encontrou as roupas de cama.

O, yatak örtülerini bulamadı.

Aquelas roupas caem bem em você.

O giysiler size iyi gider.

Minha mãe fez algumas roupas novas.

Annem bana birkaç yeni giysi yaptı.

Ela se importa bastante com roupas.

O kıyafetleri çok önemser.

O trabalho deles é passar roupas.

Onların işi giysileri ütülemek.

As roupas da Susan estão sujas.

Susan'ın kıyafetleri kirli.

Tom está dobrando as suas roupas.

Tom giysilerini katlıyor.

Eu levei minhas roupas para lavar.

Temizlenecek elbiselerimi aldım.

Diga-lhe que estou estendendo roupas.

Çamaşırları astığımı ona söyle.

Eu lavo roupas todos os dias.

Her gün çamaşır yıkarım.

Provemos comidas e roupas a eles.

Onlar için yiyecek ve elbise sağladık.

Tom precisa de algumas roupas novas.

Tom'un bazı yeni giysilere ihtiyacı var.

Suas roupas estão fora de moda.

Giysilerin demode.

Minhas roupas estão cheias de espuma.

- Kıyafetlerim köpük dolu.
- Elbiselerim köpük dolu.

Você precisa de roupas de bebê?

Bebek giysilerine ihtiyacınız var mı?

Ela queria lavar as roupas sujas.

Kirli çamaşırları yıkamak istedi.

Vista as roupas que você quiser.

İstediğin kıyafetleri giy.

Tom gasta muito dinheiro em roupas.

Tom kıyafetlere çok para harcar.

Tom lançou as roupas ao fogo.

Tom giysileri ateşe attı.

Maria lançou as roupas ao fogo.

Tom giysileri ateşe attı.

Eu estava vestindo minhas melhores roupas.

En iyi elbiselerimi giyiyordum.

Vista a criança com essas roupas.

Çocuğa bu kıyafetleri giydir.

As roupas de Tom estão sujas.

Tom'un giysileri kirli.

As roupas de Tom estão encharcadas.

Tom'un giysileri sırılsıklam.

Tom tem um monte de roupas.

Tom'un bir sürü giysisi var.

Maria gasta bastante dinheiro em roupas.

Mary elbiselere çok para harcıyor.

Lavamos as nossas roupas no rio.

- Kıyafetlerimizi nehirde yıkadık.
- Elbiselerimizi nehirde yıkadık.

- O guri desaparecido foi identificado pelas roupas.
- O garoto desaparecido foi identificado pelas suas roupas.

Kayıp çocuk giysilerinden tespit edildi.

- Por que está vestindo as roupas de Tom?
- Por que está usando as roupas de Tom?

Neden Tom'un elbiselerini giyiyorsun?

Ela tem vergonha de suas roupas velhas.

Eski giysilerinden utanıyor.

Suas roupas estão sempre foras de moda.

Onun elbiseleri her zaman demode.

Tem uma loja de roupas por aqui?

Buraya yakın bir giyim mağazası var mı?

Eu nunca comprarei roupas de segunda mão.

Asla ikinci el bir elbise satın almam.

Pendure suas roupas lá fora para secar.

Kurutmak için giysilerini dışarıya as!

Eles são muito bons em fazer roupas.

Onlar giysiler yapmada gerçekten iyiler.

Por que você precisa de tantas roupas?

Neden bu kadar çok kıyafete ihtiyacın var?

Você pode passar essas roupas para mim?

Bu giysileri benim için ütüler misin?

Eu te aconselho a trocar de roupas.

Elbiseni değiştirmeni tavsiye ederim.

Conversei um pouco com Aki sobre roupas.

Giysiler hakkında Aki'yle biraz konuştum.

- Ken vestiu-se.
- Ken colocou as roupas.

Ken elbiselerini giydi.

Eu geralmente compro roupas numa loja local.

Ben genellikle yerel bir mağazada giysi satın alırım.

Mary faz todas as suas próprias roupas.

Mary bütün elbiselerini kendi diker.

Tom limpou o seu guarda-roupas ontem.

Tom dün dolabını temizledi.

O Tom gosta de usar roupas caras.

Tom pahalı giysiler giymekten hoşlanır.

Você gastou muito com roupas ano passado?

Geçen sene elbiselere çok harcadın mı?

O Tom normalmente não compra roupas caras.

- Tom genelde pahalı kıyafet almaz.
- Tom genelde pahalı giyinmez.

Tom disse que Mary está estendendo roupas.

Tom, Mary'nin çamaşırhaneyi kapattığını söyledi.

Tom estendeu as roupas dele no varal.

Tom giysilerini çamaşır ipine astı.

Preciso dobrar as roupas que foram lavadas.

Çamaşırları katlamam gerek.

- O Tom compra roupas caras, de vez em quando.
- De vez em quando, o Tom compra roupas caras.

Tom sık sık pahalı kıyafetler satın alır.

Eu vi muitas pessoas que não tinham roupas e vi muitas roupas em que não havia pessoas nelas.

Ne insanlar gördüm elbiseleri yoktu, ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu.

As pessoas daqui costumam usar roupas muito atraentes.

Buradaki insanlar çok çekici giysiler kullanmaya alışkındır.

Ela veste roupas extravagantes para chamar a atenção.

O, dikkat çekmek için süslü giysiler giyer.

Ela gosta de vestir roupas de cores escuras.

Koyu renk giymeyi sever.