Examples of using "Vendo" in a sentence and their turkish translations:
- Ayakkabı satarım.
- Pabuç satarım.
Çiçek satarım.
Kahve satıyorum.
Ben hayal mi görüyorum?
Bir yıldız görüyorum.
Şu kadınları görüyor musun?
- İnternetten giysi satıyorum.
- Ben çevrimiçi giysi satarım.
Ben sadece TV izliyorum.
Ben araba satarım.
Bilgisayar satarım.
Bunu anlıyorum.
Hiç kimse izlemiyordu.
Çünkü televizyon izliyorlar.
Bir şey satmıyorum.
Herhangi birini görüyor musun?
Meşgul olduğumu görmüyor musun?
Şemsiye satarım.
Ev görüyorum.
Ben bu evi görüyorum.
Onlar görüşürler.
Ben uyuşturucu satmam.
Beni görebiliyor musun?
Onun evini görüyorum.
Bizim meşgul olduğumuzu göremiyor musun?
Arabamı sana satmıyorum.
Konuştuğumuzu görmüyor musun?
O şimdi televizyon izliyor.
Bir adam görüyor musun?
Hayal görüyor olmalıyım.
Ben yeni şemsiyeler satarım.
Erkek kardeşim TV izler.
Kimsenin izlemediğinden emin oldum.
Tom bir terapistle görüşüyor.
Şimdi ne görüyorsun?
Ben de bir şey görmüyorum.
Ben bir kız görüyorum.
Sen de Tomas'ı görüyor musun?
Eski resimlere bakıyordum.
Ben gülü görüyorum.
Birinin bizi izlediğini düşünüyor musun?
Tom'un hasta olduğunu göremiyor musun?
Tom'un öldüğünü görmüyor musun?
Tom'un yaralı olduğunu göremiyor musun?
Yardım etmeye çalıştığımı görmüyor musun?
Gördüğüme inanamadım.
güneşi batıda görmemiz değilde
Çatıda bir kuş görüyorum.
Televizyon izliyorum.
- Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- Benim küçük erkek kardeşim TV izliyor.
Gördüğüm şeyden hoşlanmıyorum.
Tom'un üzgün olduğunu görmüyor musun?
Anne ve babayı görüyor musunuz?
Bir kraliçe görüyorum.
Bir gül görüyorum.
Kraliçeyi görüyorum.
Yıldızı görüyorum.
Taç görüyorum.
Soğuk algınlığı olan çocuğu görüyorum.
Bir yıldız görüyorum.
Bir taç görüyorum.
Televizyonda ne izliyorsun?
Bir aslan görüyorum.
Sözümü kesme! Konuştuğumu göremiyor musun?
Doğruyu söylediğinde ne olduğunu görüyor musun?
Beni yalnız bırak! Görmüyor musun, meşgulüm.
işte karıncaların gözleri görmüyor
Oralarda bir yerde bir zımba göremiyor musun?
Bir zürafa görüyorum.
Hangi gülü görüyorsunuz?
- Hangi kalemi görüyorsun?
- Hangi kalemi görüyorsunuz?
Hangi adamı görüyorsun?
Onu görüyorum.
Ben eve geldiğimde Tom TV izliyordu.
Tom ve Mary birbirlerini gizlice görüyorlar.
Gözlerime inanamıyorum.
Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.
Ağabeyim TV izliyor.
- Tom televizyon seyrediyordu.
- Tom televizyon izliyordu.
Tom'un ilgilenmediğini anlayamıyor musun?
Gözlerime zorlukla inanabildim.
Evi görüyorum.
Tom gözlerine inanamadı.
Listede adınızı görmüyorum.
- Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- Küçük erkek kardeşim TV izliyor.
- Tom bütün gün TV seyrederek yattı.
- Tom bütün gün yatakta TV seyretti.
Kim TV izliyor?
Kalemini görüyorum.
Onun ilgilenmediğini görmüyor musun?
İlgilenmediğimi görmüyor musun?
Bir şey görüyor musun?
O, evde olmalı. Garajında arabasını görüyorum.
Şu evi görüyor musunuz? O benim evim.
Dolma kalemimi görüyor musun?
Bugünkü TV programından birçok yemek tarifi öğrendim.
- Anlıyorum.
- Görüyorum.
Çocuk bir şehvetli Miley Cyrus videosu izliyor.